Çocuklarımız bizim aynadaki yansımamız. Yerinde bir söz değil midir ”ne ekersen onu biçersin”. Sevdiklerim deyince aklıma anne, baba, kardeş ve evlat gelir. Sevdiklerinize zaman ayırabiliyor musunuz? Bazen yanı başımızda olmasına rağmen onları uzun zaman görmeyiz. Hayat koşturmacasına öylesine kapılırız ki en yakınımız olan ailemizi günlerce ihmal ettiğimizin farkına bile varmayız. Kardeşim annemizi sık sık arar halini hatrını sorar. (Hiç aramasa günde iki defa arar.) O’nun bir cümlesi beni çok etkilemişti: ”Ben arıyorum kızım da büyüdüğünde beni arayacak.”
Anne babanın nefesi de mutluluğu da ne kadar uzak olursa olsun evladının sesiymiş. Sevdiklerinizi ihmal etmeyin. Onları hastalandıklarında değil, bayramlarda değil her zaman ziyaret edin gidemiyorsanız arayın. Onlara ”seni seviyorum” demekten çekinmeyin. Yaşlılarınızla sohbet edin. Onların anılarını değil güncel konuları konuşun, yorumlarını sabırla dinleyin. Onları önemseyin bunu onlara hissettirin. Doğru ve yanlış davranışlarımız çocuklarımızın kişiliklerine bıraktığımız mirastır. Onlarda var olan merhamet duygularını canlı tutmasını sağlayın. Bir hamur düşünün, ona şekil verirsiniz ve pişirmeye bırakırsınız. Piştikten sonra şeklini değiştiremezsiniz. Çocuklarınızın hiç bir ANını kaçırmayın beraber yaşayın. İş hayatınızı buna engel göstermeyin. Bir iş gününün sonunda evimizde oluyoruz.
Hepimizin bildiği, çocuklarımızı pozitif yönden etkileyecek beraber zaman geçireceğiniz bir kaç tane maddeden bahsetmek istiyorum:
Zamanın yok diye şikayet etmeyin. Tv başında geçirdiğiniz zamanı çocuğunuzla geçirmeniz bile yeterli olacaktır. Önemli olan uzun zaman değil kaliteli zaman geçirmektir. Yemek yaparken çocuğunuzla sohbet edebilirsiniz. Onun sorularına cevap verebilirsiniz.
Çocuğunuzla beraber oyunlar oynayın. Onlarla puzzle bireştirebilirsiniz. Legolarla yaptığı evlerde sizde onun işçisi olabilirsiniz. Bizim beraber oynamaktan en çok hoşlandığımız ve inanılmaz eğlendiğimiz oyun kim daha çok misket vuracak oyunuydu. Misketleri salonun ortasına yan yana sıra halinde dizerek karşısına geçip sırayla elimizde ki misketle dizmiş olduğumuz misketlere isabet etmeye çalışırdık.
Beraber kitap okumak. Çocuğunuz okul çağında değilse onlara renkli resimli kitaplar okuyun. Siz okurken onların da kitabın sayfalarına bakmasına olanak tanıyın. Hayal güçlerinin sınırları o kadar geniş ki her biri okuduğunuz kitabın bir kahramanı oluverir. Eğer çocuğunuz okul çağındaysa günün 30 dakikasını okuma saatiniz yapın. Bunu yapmak çocuğunuza okuma sevgisini aşılar. Unutmayın, yapmadığınız bir işi çocuğunuz da yapmaz. Anne baba çocukların model kişileridir.
Çocuklarınızla dedikodu yapılan ortamlara girmemeye özen gösterin. Sürekli dedikodu yapan ve kıskançlık duygularıyla kendini kahreden bir birey olmaması için bu tür ortamlardan uzak durun. Çocuklar önce taklit eder sonra taklit ettikleri her hareket kişiliklerinde yer eder.
Çocuklarınızla, varsa bulunduğunuz şehirde kütüphaneye gidin. Bizim en çok sevdiğimiz ve güle oynaya gittiğimiz yer:) Hiç gidemiyor olsak da haftada bir gün mutlaka gideriz. Oranın ayrı bir havası var çocuklarınızı o atmosferle tanıştırın. Beraber kitap seçin, fikir alış verişi yapın.
Çocuklarınıza sorumluluk yükleyin. Evde yapabileceği görevler verin. O yapamaz diye düşünmeyin, bırakın yapmaya çalışsın. Örneğin siz temizlik yaparken yardım etmesi için ona görev verin. Bazen itirazlar olsa da beraber yapıldığı zaman yorucu bütün işler çok eğlenceli hale gelebiliyor. Basit yemekler yapmasına izin verin sizin desteğinizle tabi ki. Çocuklarınızı yetiştirirken günlük yaşamda yapmaları gereken işleri öğretmekten çekinmeyin. Annem duymasın, canımıza okurdu:)
Her çocuğun içinde var olan kıskançlık duygusuyla başa çıkmasına yardım edebilirsiniz. Çok kolay bir yöntem söyleyeceğim çoğunlukla işe yarar. Bazen okulda herhangi bir arkadaşının başarısını kıskanır ve onunla bir yarış içine girer. Çocuğunuzun günlük yaşadıklarını dinliyorsanız bunu size söylemekten çekinmez. Ona kimseyi kendine rakip görmemesini sadece kendini, kendine rakip görmesini söyleyerek rahatlatın. Hedefinin geçmiş notlarının üzerine çıkmak olduğunu anlamasını sağlamalısınız. Herkesin yaradılışını farklı ve anlama kabiliyetlerinin de farklı olduğunu söyleyebilirsiniz. Kardeş kavgalarında da arabuluculuk yapmanızı öneriyorum. Çocuklarınızla ayrı ayrı konuşup ”onun daha mantıklı düşündüğünü birçok konuda haklı olduğunu ve karşı tarafın bazı davranışlarını görmemesini, karşı tarafın onu ne kadar çok sevdiğini” söyleyerek ılımlı bir hava yaratabilirsiniz. Herkes kendince karşı tarafı hoş görmeye başlar ve tartışma sayıları gittikçe azalmaya başlar. Bizde işe yarıyor:)
Çocuklarınızın bilgisayar başında geçirdiği zamanı kontrolünüz altına alın. Bilgisayarların yetişkinler kadar, çocuklar üzerinde de etkileyici, kendine bağlayıcı bir etkisi vardır. Zaman zaman çocuklarımızın bilgisayar karşısında büyülenmiş gibi saatlerce durduklarını fark ederiz. Bu gücün etkisini tam olarak bilemediğimiz için, bu sürede çocuğu gözlemek ve denetlemek gerekir. Çocukları bilgisayar başındayken onlara yol gösteren, yardımcı olan anne babalar çocuklarının güvende olduğundan emin olabilirler. Bilgisayarı herkesin görebileceği bir yerde bulundurmanızı öneririm. Bunu yapmakla bir nevi çocuğunuzun yanlış sitelere girmesini engellemiş olacaksınız.
Çocuğunuzun empati yapmasını sağlayın.
Empati kurabilmek için gerekli olan kendini başka birinin yerine koyabilme yeteneği kişinin gelişimiyle birlikte güçlenen bir yetenek olmasına rağmen bu yeteneğin köklerinin doğuştan geldiğine inanılmaktadır. Empati bu kadar erken yaşlarda ortaya çıkan ve gelişmeye başlayan bir yetenek olduğu için ailenin çocuğu yetiştirme tarzı da empati gelişimini etkileyen faktörlerden biridir. Çocuğun empati gelişimini pozitif yönde etkileyen ve ileride insanlarla ilişkilerinde daha başarılı bir kişi olmasını sağlayan bazı tutumlar şunlardır:
-Ebeveynin hevesli, cezalandırıcı olmayan ve serbestliğe imkân vererek yöneten bir yapıda olması.
-Çocuklarla davranışlarının başkaları üzerindeki etkileri, paylaşımın ve nazik olmanın önemi hakkında konuşmak.
-Ebeveynin çocuğa model olarak empatik ve ilgili davranışlarda bulunması.
-Çocukların başkalarına zarar vermeleri durumunda, bu davranışların neden zararlı olduğunu açıklamak ve bunu düzeltmek için neler yapabileceği hakkında fikir vermek.
-Okul çağındaki çocukların kendi duygularını ve problemlerini ebeveynleriyle konuşup tartışmalarını cesaretlendirmek.
Göz temasında bulunun. Çocuğunuzu dinlerken ya da sohbet ederken göz temasında bulunarak onu önemsediğinizi hissetmesini sağlayın. En yakınınız bile olsa kimsenin yanında azarlamayın ve eleştirmeyin. Hepimizin bildiği, çocuklarımızı pozitif yönden etkileyecek beraber zaman geçireceğiniz bir kaç tane maddeden bahsetmek istiyorum: yitireceği her türlü yanlış davranıştan uzak durun.
*
Ada Yılmazer
Anne:)
ada_yilmazer@windowslive.com
Bir önceki yazımız olan Çocuğunuzu Sinir Edecek 10 Davranış başlıklı makalemizde anne babanın yapmaması gerekenler, çocuğun sevmediği davranışlar ve çocuk eğitimde dikkat edilmesi gerekenler hakkında bilgiler verilmektedir.