Çocuklarla yaşa göre iletişim kurmanın onların sosyal, akademik ve duygusal gelişimi için çok önemli olduğunu vurgulayan Uzman Psikolog Ayben Ertem, etkili iletişim konusunda dikkat edilmesi gerekenleri açıkladı.
Çocukların da aynı yetişkinler gibi anlaşılmak, sevilmek, saygı görmek, dikkat çekmek istediklerini ve duygusal yakınlık, destek sınırların belli olmasını beklediklerinin altını çizen Ertem; “Çocuklarla hangi yaşta olurlarsa olsunlar, etkili bir iletişim kurabilmek için onların duygularını anlamaya, bunlarla ilgili konuşmaya hazır olmalısınız” dedi. Yapılan çalışmalara göre onların duyguları hakkında konuşan anne babalara sahip çocukların duygusal zekâları gelişiyor ve büyüdüklerinde kendi duygularını ve başkalarının ne hissettiğini daha etkili şekilde anlıyorlar.
“Hayır” deyip kestirip atmayın
Küçük yaşlardan itibaren çocuğunuza ne demek istiyorsanız net bir şekilde onu söylemek gerektiğini belirten Ertem, “Söylediklerinizin arkasında durun. Yalnızca “hayır” kelimesini kullanmamaya gayret gösterin özellikle küçük çocuklarda “hayır” demek onlar için hiçbir anlama gelmiyor. Şimdi mi hayır, sonra evet mi olacak ya da sonsuza dek mi “hayır” ve en önemlisi neden “hayır”.
Örneğin; 5 yaşındaki çocuğunuz yemekten önce çikolata yemek istiyor, siz de vermek istemiyorsunuz çünkü yemek vakti. “Hayır” deyip kestirip atmanız onu daha çok sinirlendirebilir. Onun yerine, göz kontağı kurarak “Şimdi olmaz, yemek zamanı geldi, hep beraber yemek yiyeceğiz, yemekten sonra bir parça yiyebilirsin” diyebilirsiniz.
Çocuğunuzla iletişim kurarken sabırlı olun
2 yaşın çok zor bir yaş olduğunu ve genelde her şeye ilk başta “Hayır” diyeceğini hatta ağlayacağını bilerek onunla iletişim kurmalısınız. En fazla 1- 2 kısa cümleyle isteklerinizi söylemeniz yeterlidir. İşbirliğine çok açık olmadığı için uzun cümleler kurarsanız ne demek istediğinizi net bir şekilde anlayamaz.
Onun duygularını anladığınızı ifade edin
3-6 yaş arasındaki bir çocukla iletişim kurarken sabır önemlidir. Örneğin, akşam saatinde bir arkadaşının evine oynamaya gitmek istiyor ve ağlıyor, bağırıyor gitmek için ve siz gitmesine izin vermediniz. “Arkadaşına gitmek istediğini biliyorum ve şu an gidemediğin için üzgünsün ama bana biraz daha iyi davranmalısın. Oyun oynamak istediğini görüyorum, başka bir fikrin var mı? Belki arkadaşına yarın gidebiliriz.”
Yine aynı yaş grubunda genellikle inatlaşma ve kötü sözler söyleme hatta zaman zaman vurma davranışı sergileyebilirler. Bunlarla başa çıkarken çocuklarınızın beyin gelişimine destek olmak için “O sözleri söylemiyoruz, böyle konuşmanı istemiyorum sana kaç defa söyledim” demek yerine “Kızgın olduğunu görüyorum, kızgınlığını daha farklı kelimelerle başka türlü söylemeyi deneyebilir misin? Demek daha doğru olur. Bunu sürekli ve sabırlı bir şekilde yaparsanız hem çocuğunuzun beyin gelişimine katkı sağlarsınız hem de etkili bir iletişimle sınırları çizmiş olursunuz.
Çocuğunuz hangi yaşta olursa olsun “dinleyin”
Göz kontağı kurun ve sözleri bitene kadar dinleyin, alaycı bir tavır takınmayın, alay etmeyin ve dinleyin, belki onun için bu konu çok önemli ve sizinle paylaşmak istiyor. Eğer ona bakarak dinlemezseniz birini dinlemenin önemini anlamaz ve ileride aynı şekilde kendisi de iyi bir dinleyici olmaz. Çocuğunuzu dinlerken aynı hizaya gelmeye dikkat edin mümkünse aynı boya gelmek için oturun.
Çok genel sorulardan kaçının
İlkokul çağındaki çocukların anneleri genellikle şundan şikayet ederler: “Bugün okulda ne yaptın diyorum anlatmıyor?” Çocukların bunu anlatmama sebepleri çok genel bir soru olduğu içindir. Küçük yaştaki çocuklara genellikle çok daha spesifik sorular sormak gerekir. Yani “Bugün okulda seni çok sevindiren bir şey oldu mu?” Ya da “Bugün okulda üzüldüğün bir şey oldu mu? gibi… Net sorulara cevap almak her zaman daha kolaydır. Unutmayalım ki 11-12 yaşından küçük çocuklarda soyut düşünme evresi oluşmadığından bu soruları ne kadar daraltıp sorarsak net cevap almamız o kadar kolaylaşır.
Sizin sakin kalmanız çok önemli
Çocuklarınız size sinirlendiğinde sizin bu öfkeyle nasıl başa çıktığınızı görmeleri çok önemlidir. Çünkü sizler çocuklarınız için her zaman bir modelsiniz dolayısıyla sizin de onlara bağırmanız, vurmanız ya da kötü kelimeler kullanmanız onların öfkeyle başa çıkılamayacağını görmelerine sebep olur. Sizin sakin kalmanız onların da bir süre sonra öfkelerinin azalmasını sağlatır.
Hatalarını sürekli yüzlerine vurmayın
Onların olumlu taraflarını öne çıkarıp hatalı yaptıkları şeyler için de “Bunu başka türlü nasıl yapabilirdin düşünelim, sen ne dersin bir fikrin var mı?” diyerek yine onun beyin gelişimine katkıda bulunmaya çalışın. Onun yerine sizin düşündüğünüzü göstermeyin ya da cesaretini kırmayın.
Hakaret ve kıyaslamaktan kaçının
“Salak mısın, aptal mısın? Bunu nasıl yapamazsın? Kardeşin nasıl yapıyor, sen nasıl yapamıyorsun?” gibi karşılaştırmalı cümleler, beynin gelişimini engelliyor. Ne kadar kızarsanız kızın bunları kullanmamaya özen gösterin.
*
Kadın ve Kadın
Bir önceki yazımız olan Çocuklar İçin Sakıncalı 10 Yiyecek başlıklı makalemizde beslenme, çocuklara zararlı yiyecekler ve çocukların yememesi gerekenler hakkında bilgiler verilmektedir.