sen hangi mevsimdensin, hangi aydan, hangi gündensin söylesene! bir bakıyorum lapa lapa kar altında üşüyen haziran gibisin. bir de bakmışım yağmur, kar, fırtına içinde bir baharsın. seninle hafta pazardan başlıyor bazen ve aralıktan sonra yeni yıla çıkmıyor takvimler. ay mısın, güneş misin, gece misin, gündüz müsün sevdiğim. yanında hangi mevsimdeyim, hangi ayda, hangi günde bilemem; bir kere öpmezsen beni bu hava durumunu düzeltemem.
seni sevmemle başladı dünyanın tarihi, ilk insan diye boşuna çıkmadı adım. “seni seviyorum” yazabileyim diye icat edildi yazı. sırf sana geleyim diyedir dostlarımın tekerleği bulması. sana yazmasaydım olur muydu bu facebook’un da bir kıymeti harbiyesi! vermezsen sevgilim yanaktan bir öpücük, tarih karışır, çıkar isyanlar, girer dünya fetret devrine. sıkıysa gelsin bir çelebi mehmet, kursun yeniden sensiz ve bensiz bir devlet.
sen misin bu kadar güzel gülen, bir gülüşünden kiraz ağaçları çiçek açtı erkenden. saçlarını savururken rüzgarlarda, sıraya girdi tüm menekşeler. senin ayağının altına saklanmak için bir kuş gibi süzüldü yapraklar. sen gelirsin diye sarıya, yeşile, pembeye, mora boyandı bahar. ben seni çok seviyorum diye midir bilmem, ardından koşmayı bıraktı saatleri zamanın. beni sorarsan iyiyim, selam eder gözlerinden öperim.
sen istanbul gibisin, gözlerin bir martı gibi süzülüyor denizlerime. sen kurtuba gibisin, gemileri yakıp gelmiştim kalbinin eşiğine. saraybosna’sın sen, hüzünlerden sonra mostar gibi doğarsın içime. kerbela’sın, susuzluğumda gelir su verirsin dudaklarının çeşmesinden. sen kudüs gibisin, tanklara fırlattığım taştır sana verdiğim güller, özgürlüğümsün sen. ah sensiz her şehir sodom ve gomore’dir bana, küllerine gömülürüm hasretinden.
neden durmaz kuşlar kırmızı ışıkta? hiç başını kaldırıp yeşil yanmış mı diye bakmaz kaplumbağalar sahile koşarken. karşıya geçerken hangi kelebek bakar sağına soluna? koşarken bir ceylan ne zaman söyler üstünden geçen kartala, fazla hız yapma! sıkıysa ceza kessin ormanların aslanı, radara yakalanmış bir kaplana. hangi gül bakar pembe rujum akmış mı diye aynaya? işte sevgilim böyle özgürüm ben de seninle, aşkın tüm yollarında.
ben bir tek seni görmeye geldim dünyaya. uğramıştım bir güneş ışığı gibi, sabahları yağmurlarla bir çiğ damlasında saçlarına düştüm. akşamları bir ay ışığıyla yanağına değdim. merhaba dedim denizin kıyıyı okşayan dalgalarıyla, duydun mu bir çiçeği eline aldığında. işte geldim, işte gidiyorum, gönlündür benim tek evim. gördüm ya seni, değdi ta o kadar uzaklardan gelmeye dünyaya.
ben bir tek seni görmeye geldim dünyaya. uğramıştım bir güneş ışığı gibi, sabahları yağmurlarla bir çiğ damlasında saçlarına düştüm. akşamları bir ay ışığıyla yanağına değdim. merhaba dedim denizin kıyıyı okşayan dalgalarıyla, duydun mu bir çiçeği eline aldığında. işte geldim, işte gidiyorum, gönlündür benim tek evim. gördüm ya seni, değdi ta o kadar uzaklardan gelmeye dünyaya.
bir varmış bir yokmuş diye anlatırlar seni çocuklara. devleri yenen prens kurtarırmış seni kötü cadının elinden. ta kaf dağında yaşarmışsın, incilerden yapılmış bir sarayda. elinde bir iğne, işlermişsin gökyüzüne yıldızları ince ince. ormanda kaybolsan, ceylanlar eşlik edermiş beni arayışına. ben ki binmişim atıma, sürerim bi gözlerine, bi saçlarına. bu masal bitse bitse gökten üç elma düşer, ikisi yanaklarına…
bir kuş olsam da konsam bir buluta, saçlarını koklar gibi. baksam gözlerine salsam kendimi rüyalara, kucağında uyur gibi. bebeğini yıkayan bir anne gibi tutsam ellerinden narince, bir arının çiçeği öpmesi gibi. seni yazmaya mürekkep oldu da yetmedi denizler. bir tartıya koysam yine sen ağır çekersin, öbür kefede olsa da evren. sen bu dünyanın başına gelen en güzel şeysin, benim de kalbime düşüveren.
sen gittiğinde düştüm denizlere, yunus’un balığında saklandım. sen dediğimde atıldım kuyulara, yusuf’un sabrında yıkandım. seni andıkça, saçının her telinde çarmıha çakıldım, isa’nın gözyaşında kurulandım. seni özledikçe taif’te taşlandım vahşi’nin mızrağında kana boyandım. seni bildikçe sürüldüm vahalardan, mecnun’un çöllerinde yaşadım. yine de terk etmedim seni. zehri bal deyip içtim, gözlerimden öper misin beni.
*
Kaynak: İki Kere İki AŞK
Akis Kitap www.kitaplife.com
Bir önceki yazımız olan 10 Cümlede Özdemir Asaf başlıklı makalemizde asaf şiirleri, aşk şiirleri ve can yücel şiirleri hakkında bilgiler verilmektedir.