Kuran’ın (derlenmiş kitap anlamına gelir) ister bir insana üstün bir güç tarafından vahiy edilmiş sözler olduğuna inanın veya inanmayın, onun edebiyatına hayran kalmamak elinizde değildir. Güzel ahlaklı olmayı öğütleyen her kitap gibi aydınlanmış bir dilde kendini sunan Kur’an, insanlık için nadide bir çiçekten farksızdır.
Onların (inkar edenlerin ve ortak koşanların) durumu
şu kişinin durumuna benzer:
Bir ateş tutuşturmak istedi.
Ateş, çevresindekileri aydınlattığında,
Allah onların ışığını giderdi ve
onları karanlıklar içinde bıraktı;
artık görmezler.
(Bakara 17)
Yahut gökten bir yağmur boşalması haline benzer ki onda
karanlıklar var, bir gök gürlemesi var, bir şimşek var.
Yıldırımlar yüzünden ölüm korkusuyla parmaklarını
kulaklarına tıkarlar. Allah Muhit’tir, küfre sapanları
çepeçevre kuşatmıştır.
(Bakara 20)
Kalpleriniz yine kaskatı kesildi.
Taş gibidir onlar. Belki daha da katıdır.
Taşların bazıları var ki, ondan ırmaklar fışkırır.
Bazıları var ki, çatır çatır yarılır da içinden su çıkar.
Öylesi var ki Allah korkusundan aşağılara düşer.
Allah yapıp ettiklerinizi bilmektedir.
(Bakara 74)
Ey iman edenler!
“Bizi davar gibi güt” diye konuşmayın,
“Bize bak!” diye konuşun ve dinleyin.
(Bakara 104)
Bilmedin mi ki,
göklerin de yerin de mülk ve saltanatı yalnız Allah’ındır!
Sizin için Allah’tan başka ne bir dost vardır,
ne de bir yardımcı.
(Bakara 107)
“Yahudiler yahut Hıristiyanlar
oluverenlerden başkası cennete asla giremeyecek.” dediler.
Bu, onların hurafeleridir.
(…)
İş, onların sandığı gibi değil!
Kim güzel düşünüp güzel davranışlar sergileyerek
yüzünü Allah’a teslim ederse,
Rabbi katında ödüller vardır onun için.
(Bakara 111, 112)
Şu bir gerçek ki, göklerin ve yerin yaratılışında,
gece ile gündüzün birbiri ardına gelişinde,
insanların yararı için denizde yüzüp giden gemilerde,
Allah’ın gökten suyu indirip onunla,
ölümünden sonra toprağı dirilterek
üzerine tüm canlılardan yaymasında,
rüzgarların bir düzen içinde yönden yöne çevrilmesinde,
gök ve yer arasında bir hizmete memur eden bulutlarda,
aklını işleten bir topluluk için
sayısız izler, işaretler, ibretler vardır.
Onlara “Allah’ın indirdiğine uyun!” dendiğinde,
“Hayır! Biz, atalarımızı üzerinde bulduğumuz şeye uyarız.” derler.
Peki, ataları bir şeyi akıl yoluyla kavrayamıyor,
doğruya ve güzele ulaşamıyor idiyseler de mi?
Yoksa sizi sizden önce gelip geçmiş olanların karşılaştıklarının benzeri
başınıza gelmeden cennete gireceğinizi mi sandınız?
(…)
Öyle ki, resul ve onunla birlikte olanlar,
“Allah’ın yardımı ne zaman?” diye yakarıyordu.
Haberiniz olsun ki,
Allah’ın yardımı çok yakındır.
Onlar, doğruluk ve aydınlığı verip
karanlığı ve sapıklığı satın aldılar da
ticaretleri kar etmedi.
M. Endülüs ÖZBAY
www.hepsi10numara.com
Bir önceki yazımız olan Carl Sagan'ı 10 Sözüyle Anlamak başlıklı makalemizde ateist, bilim ve carl sagan sözleri hakkında bilgiler verilmektedir.