7’den 70 herkesin hikayeleri ile tanıdığı Dede Korkut’un efsaneleşmiş 10 hikayesini bu yazımızda sizler ile buluşturuyoruz.
Dirse Han Oğlu Boğaç Han
Bayındır Han’ın sohbetine giden Dirse Han’ın Kara Otağa oturtulması ile Dirse Han’ın karşılanması sırasındaki duygu ve düşünceleri ile oğlu Boğaç Han’ın kahramanlıklarını anlatan Dede Korkut hikâyesi.
Bayındır Han hükmettiği halka her sene büyük şölen düzenler, yine bir sene gelecek konukların üç ayrı çadırda ağırlanmasını emreder. Bunlar Ak, Kızıl ve Kara çadırlardır. Ak çadır oğlan çocuğu olanlara, Kızıl kız çocuğu olanlar için, Kara çadır ise hiç çocuğu olmayanlar içindir. Bayındır Han çocuğu olmayanları, üremeyenleri Tanrı’nın lanetledikleri olarak görür. Dirse Han’ın ise çocuğu yoktur yanındaki 40 adamıyla geldiğinde bu davranışı hoş karşılamaz ve hanımına hesap sormaya karar verir. Hanımından hesap sorarken kendini öğüt dinlerken bulur, ama öğüdü de tutar ve büyük yemek düzenler. İnsanlara yardım eder hayır duası alır ve sonunda sağlıklı bir oğlu olur. Oğlan büyür ve Bayındır Han’ın büyük boğasıyla güreşir, kuvvetli yumruğuyla boğayı dizginler ve yener. Şan kazanır Dede Korkut’un iltifatlarına nail olur, babası tarafından da ödüllendirilir. Bunu kıskanan babasının 34 adamı fesatlık düşünürler ve babasını Boğaç Han’a karşı doldururlar. Bir av düzenlerler ve o sırada türlü oyunlarla oğlanı babasına vurdururlar. Boğaç Han annesinin sütü ve dağ çiçeği oğlanın yarasına derman olur.Oğlan 40 yiğit tarafından kaçırılan babasını kurtarır. Dirse Han oğluna taht verir.
Salur Kazan’ın Evi Yağmalanması
Dede Korkut hikâyeleri arasında yer alan Salur Kazan’ın Evi Yağmalanması, bir şölen sırasında sarhoş olan Salur Kazan ava gitmek istemesiyle başlar. Dayısının karşı çıkmasına rağmen, oğlu Uruz’u çadırını koruması için bırakıp ava gider. Salur Kazan’ın yokluğunu fırsat bilen düşmanları evini basar, ailesinden olmayan Saru Kulmaş adlı kişi çadırı savunurken, Karaçuk Çoban’ın iki kardeşi de koyunlarını savunurken ölür, karısı Burla, oğlu Uruz ve annesi tutsak edilir. Av sırasında kötü bir düş gören Salur Kazan, kardeşi Kara Göne’ye başvurur, ancak Kara Göne karamsar sanrılarıyla Salur Kazan’ın korkusunu arttırır. Salur Kazan avı bırakıp çadırına döner, olanları görür ve ailesini aramaya başlar.
Hikayede Dede Korkut’un diğer hikâyelerinde de olduğu gibi dönemin göçebe Türk kültürünün öykünün tamamında çok belirgin olduğu görülebilir. Hikayenin karşılaştırmalı yapısı, barışçı aile kültürü ile savaşçı toplumsal eğilimler arasındaki zıtlaşmaları gösterir. Toplum genelinde savaşçı özelliğiyle saygı gören Salur Kazan’ın savaşçılığının yansıması olan av merakı ile aile içinde felakete sebep olması, toplumsal düzeyde kültürle aile düzeyinde kültürün tam anlamıyla örtüşmediğini bize göstermektedir.
Kam Büre Oğlu Bamsı Beyrek
Bamsı Beyrek ve Banıçiçek beşik kertmesidir, ancak birbirlerini tanımazlar. Ayrı ayrı avlanırlarken karşılaşılar, aralarında bir anlaşmazlık yüzünden güreşe tutuşurlar, ancak ikisi de güçte denk olduğu için birbirlerine üstünlük kuramazlar. Bamsı Beyrek kendisini izleyen kırk yiğidin kendisini ayıplamaması için Banıçiçek’e yumruk atar ve kazanır. Banıçiçek ile Bamsı Beyrek’in esir düşmesi sonucunda on altı sene ayrı kalırlar. Bu sürede Banıçiçek mecburen evlenmek zorunda kalır.Dügün günü Bamsı Beyrek gelerek Banıçiçek’i geri alır.
Yıllar sonra Aruz, Bamsı Beyrek’i obasına dostça çağırır. Ancak ona pusu kurmuştur ve onu yakalatıp sağ kolunu keser.
Hikaye, Türk kültüründe kadınların da erkeklerle eşit görüldüğünü göstermektedir.
Kazan Bey Oğlu Uruz’un Tutsak Olması
Türk kültürü hakkında önemli bir kaynak teşkil eden ve 15. yüzyılda yazıya geçirildiği düşünülen Dede Korkut Hikayeleri içerisinde yer alan hikâyelerden biridir.
Kazan Bey, oğlunun henüz bir kan akıtıp, baş kesip isim sahibi olamayışına üzüldüğünü bildirir. Oğlu da babasından nasıl savaş edildiğini, kan döküldüğünü kendisine öğretmesini ister. Kazan Han bunun üzerine oğlunu ava çıkarır, bu sırada düşman gelir ve Kazan Han savaşmaya başlar. Oğluna sadece izlemesini söylemesine rağmen oğlan babasına fark ettirmeden savaşır. Babası, oğlunu bulamaz; evde de göremeyince düşmanla savaşılan yere gelir. Oğlunun kılıcını görünce onun esir düştüğünü anlar. Düşmanla tek başına savaşa giden Kazan Bey, yenilir. Bunun üzerine Hatun kırk kızla ve diğer Oğuz beyleriyle kafirleri yener. Oğuzlar yurtlarına dönerler. Yedi gün yedi gece yemek yerler, oynarlar. Dede korkut dua eder ve hikâye biter.
Kanlı Koca Oğlu Kanturalı
Kanlı (Kanglı) Kocanın, Kan Turalı adlı bir oğlu vardır ve onu evlendirmek ister. Oğlu babasına nasıl bir kız istediğini anlatır. Babası; “Sen kız istemezsin, yiğit istersin,” diye yanıtlar. Kan Turalı yola çıkar ve diyar diyar kız aramaya gider. Trabzon beyinin kızının tam istedikleri gibi olduğunu öğrenirler. Fakat bu kızı alabilmek için besledikleri 3 canavarı öldürmesi gerekmektedir. Kan Turalı ölümü göze alarak kızın bulunduğu bölgeye gider. Neden geldiğini öğrendiklerinde düşmanlar onu içeri alırlar ve soyundurup boğayı üzerine salarlar. Bu arada kız oğlanı görür ve ona âşık olur. Oğlan boğayı da öldürür. Derisini beyin önüne serip kızını ister. Bu kez aslanı meydana salarlar, aslanı da öldürür. Derisini beyin önüne serip kızı ister. Onlar da bu kez deveyi öldürdükten sonra kızı alabileceğini söylerler. Kan Turalı deveyi de öldürür ve Selcen hatunu alıp gider. Bir yerde konaklarlar, Kan Turalı uyurken düşmanlar onun üzerine yürürler. Kan Turalının annesiyle babası da onların kondukları yere gelirler. Kan Turalı ve Selcen hatun düşmanla dövüşerek yenerler. Atlarına binip babasının yanına varırlar. Bir çadır dikerler ve düğün yaparlar.
Kazılık Koca Oğlu Yegenek
Hanlar hanı Bayındır Han’ın “Kazılık Koca” adında bir veziri vardır ve akın yapmak için kendisinden izin ister. İzin verilince de dağları tepeleri aşıp Karadeniz kıyısında bulunan Düzmürd Kalesine gelir. Kalenin tekfuru “Arşınoğlu Direk Tekür” adlı bir beydir. Altmış arşın boyu vardır ve çok kuvvetlidir.
Kazılık Koca kaleye gelince, çok çetin bir savaş başlar ama tekfur onu yenip esir alır. Kazılık Kocanın yiğitleri de tekfurla tek tek savaşır fakat hepsi de yenilirler. Emren adında bir yiğit altı kez onu kurtarmaya çalışsa da başaramaz.
Kazılık Koca kalede tam on altı yıl esir kalır. Onun Yigenek adında bir de oğlu vardır ama ona babasının öldüğü söylenmiştir. Yegenek bir gün arkadaşlarıyla tartışırken babasının ölmeyip tutsak olduğunu öğrenir ve Bayındır Hanın huzuruna çıkıp babasını kurtarmak için izin ve asker ister. Bayındır Han da ona adam verir. Yigenek Oğuz yiğitleriyle birlikte Düzmürd Kalesine saldırır.
En sonunda Kazılık Koca’nın oğlu Yegenek tekfuru yener. Böylece tutsak bulunan Kazılık Koca da serbest bırakılır. Baba oğul konuştuklarında birbirlerini tanırlar. Zorlu bir mücadelenin ardından askerleri ve kaleyi ele geçirirler.
Basat’ın Tepegöz’ü Öldürmesi
Oğuzların üstüne düşman gelir. Aruz Koca da kaçarken oğlu Basat’ı düşürür. Oğlanı bir aslan alıp besler.
Çocuk zamanla büyür. Evine çağırırlar, gelir; ama tekrar aslanın yanına gider. Bu arada bir çoban su kenarında gördüğü güzel peri kızını çok beğenir. Dayanamaz ve onunla birlikte olur. Peri kızı bu birleşmeden bir çocuk dünyaya getirir; fakat bu çocuk bir canavardır, bir samanlıkta büyür ve gelişir. Büyüdükçe büyür ve dev kadar olur. Bu yaratığın kafasında sadece bir göz vardır ve bu yüzden tepegöz denilmiştir. Bir türlü besleyemezler. Tepegöz, ne verseler yer; ama doymaz. Dağlara çıkar, harami olur. Her gün onlarca insan yer. Bunun üzerine Dede Korkut’u çağırırlar ve Tepegöz’e haraçta anlaşmak isterler. Tepegöz, her gün beş yüz koyunla bu koyunӀarı pişirecek aşçıya razı olur.
O sırada Basat, ailelerin feryatlarını duyar ve sorar. Öğrenince Tepegöz’le savaşmaya gider. Dövüşte Tepegöz’ün gözüne kızgın şişi saplayarak onu öldürür ve halkı tepegözden kurtarır.
Burada çobanın peri kızına verdiği zarar sonucu oğuzların başına gelen felaketler, toplumda kadınlara iyi davranılması konusunda ders vermektedir.
Begin Oğlu Emren
Bayındır Han yine otağını kurdurmuş, gelen hediyeleri alır idi. Ancak, çok üzüntülüydü. Soranlara, “Hediyeler az, ben şimdi bu beylere ne vereceğim” dedi. Gürcistan haracı olan bir at, bir kılıç ve bir çomağı, Begil Beye verip, onu sınır kumandanlığına atadı. Begil bu görevi çok iyi yaptı. Bayındır Han onu onurlandırdı. Bîr gün, Begil Bey ava çıktı. Vurduğu bir geyiğin peşinden giderken, ayağı kırıldı. O halde, güç bela obasına vardı. Çok geçmeden, kırılan ayağı bütün obanın dilindeydi… Begil’in elinden bizar olan düşmanlar, bunu fırsat bilip, Begil’in obasına saldın hazırlığına giriştiler. Begil’in bundan haberi olunca, derin üzüntüye kapıldı. Babasının bu halini gören oğlu, durumu öğrenince, “Ben nasıl bir evlat olayım da, babamın yerine savaşmayayım” diyerek, babasının atına bindi, kılıcını kuşandı, yayını taktı… Kâfirler Begil Bey’in atını tanıyorlardı. Binicisinin de onun oğlu olduğunu öğrendiler. Üzerine vardılar. Oğlan kavgada yenildi. Allah’a yalvardı. Allah Cebrail’e, “Bu kuluma kırk yiğidin gücünü verdim” dedi. Bu sefer, oğlan kâfiri yerden yere vurdu. Kâfir, Begil’in dinini kabul etti. Babası oğluna, karşı kara dağdan yayla, at sürüsünden oldu. Dedem Korkut geldi, bu Oğuzname’yi söyledi. Adı “Begü Oğlu Emren olsun” dedi.
Duha Koca Oğlu Deli Dumrul
Deli Dumrul isminde bir er vardır. Deli Dumrul kuru bir çayın üstüne köprü yaptırmıştır. Geçeninden 30 akçe geçmeyeninden döve döve 40 akçe alırdı.Bir gün köprüsünün yayına bir bölük oba yerleşir. Bu obada bir yiğit ölür ve feryatlar üzerine Deli Dumrul atıyla oraya gelir. Feryatların nedenini sorar bir yiğidin öldüğünü öğrenir. Azrail’e kızar ona meydan okur. Onunla dövüşmek için Tanrıya yalvarır. Sonra evine döner.
Deli Dumrul bir toy düzenler ve bu toyda Azrail gelir.Deli Dumrul kılıcını Azrail’e savurur ve azrail güvercin olup kaçmaya başlar. Deli Dumrul atına binip Azrail’i kovalarken Azrail birden ata gözükür,at ürker ve Deli Dumrul attan düşer.Azrail Deli Dumrul’un üzerine gelir Deli Dumrul Azrail’e yalvarmaya başlar bunun üzerine Azrail kendisine değil Tanrı’ya yalvarmasını söyler. Deli Dumrul Tanrıya yalvarır ve Tanrı Deli Dumrul’a kendi canı yerine can bulmasını söyler. Deli Dumrul annesine ve babasına gider ama onlar canlarını vermezler. Can bulamadığı için karısına gider. Karısı da onsuz bu hayatın hiçbir önemi olmadığını söyler ve kendi canını vermeye razı olur. Deli Dumrul Tanrıya yalvarır ya ikimizin canını al ya da ikimizi de bağışla diye. Bunun üzerine Tanrı onları bağışlar, 140 yıl ömür verir ve annesinin, babasının canını alması için Azrail’e emir verir. Deli Dumrul ve eşi 140 yıl ömür sürerler. Deli Dumrul öyküsü Türk halk inancında “Aylanu” motifinin en güzel ve en yetkin olarak işlendiği yerdir.
Uşun Koca Oğlu Segrek
Uşun Koca adında bir kişi vardır ve bunun da iki oğlu vardır. Büyüğünün adı Egrek’tir ve yaman, deli dolu bir yiğittir. Bayındır Hanın sohbetine canı ne zaman istese gider. İçeri girdiğinde beyleri çiğneyip Kazan Han’ın hemen önüne oturur. Bir gün Oğuz yiğitlerinden Ters Uzanmış, kendisine kızarak oturduğu yeri hak etmediğini söyler. Egrek bu duruma üzülür ve Kazan Handan akın ister. İstediği izni alan Egrek şölenler verip eğlenir sonra da akına çıkar. Gökçe Denize kadar olan bütün memleketleri yağmalar. Daha sonra Kara Tekfurun çaşıtının (casusunun) bulunduğu Alınca Kalesine gelir. Buradaki ganimetleri toplarken, casuslar onu zindana kapatırlar.
Aradan yıllar geçer, Egrekin kardeşi Segrek büyür. Bir tartışmada yiğit olmak istiyorsa ağabeyini Alınca Kalesi’nden kurtarmasını söylerler. Gerçeği öğrenen Segrek ana-babasının yanına gelir ve ağabeyini kurtarmaya gideceğini söyler. Onlar da Segreki bu kararından vazgeçirmek için onu tez zamanda evlendirirler.
Gerdek gecesi durumu eşine anlatır ve yıl içinde geri gelmezse evlenmesini söyler. Segrek ana babasının elini öpüp yola koyulur. Bunu duyan tekfur Segrekin önüne altmış asker yollar. Segrek bunları yener. Tekfur bu kez yüz asker daha gönderir. Segrek bunları da yener. Tekfur da son çare olarak Egrek ve Segreki savaştırmaya karar verir ve Egreke, göstereceği kişiyi yendiği takdirde serbest kalacağını söyler.
Egreki, Segrekin konakladığı yere gönderirler. Egrek, Segrekin belindeki kopuzu görünce onun da Oğuz elinden olduğunu anlar ve kopuzu eline alıp çalmaya başlar. Çalarken ona dönmesi gerektiğini yoksa onu öldüreceklerini söyler. Böylece kardeş olduklarını anlarlar ve birbirlerine sarılırlar. Daha sonra iki kardeş düşmanla savaşıp onları yenerler ve evlerine dönerler. Davullar çalınır, ziyafetler verilir, iki kardeş birbirlerine sağdıç olurlar. Hikâye her zamanki gibi Dede Korkutun duasıyla sona erer.
M. Endülüs ÖZBAY
endulusozbay@outlook.com.tr
KİTAP TAVSİYESİ
Bir önceki yazımız olan 10 Ünlünün Son Sözü başlıklı makalemizde mimar sinan, necip fazıl kısakürek ve ünlü sözleri hakkında bilgiler verilmektedir.
çok kötü olmuş
Dede korkuta hayran kaldım
müüüüüüüüüüüüüüüüüüüükkkkkkkkkkkkkkkeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeemmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmeeeeeeeeeeeeeeellllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllll
üfffffffffffff
ben bbbbbbbbbbbbbbbbbbbbbbooooooooooooooooooooğğğğğğğğğğğğğğğaaaaaaaaaaaaççççççççççççççççhhhhhhhhhhhhhhhhhhhaaaaaaaaaaaaaannnnnnnnnnnnn
İyi
Çoooooooooook iiiiiiiiyyyyyyyiiiiiiii
Çok işime yaradı???????????????????
teşekürler son derecede 10numaraydı bilgileriniz
müüüüüüüüüüüüüüüüüüüüüüüüüüüüüüüüüüüüüüüüüüüüüüüüüüüüüüüüüüüüüükeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeemmmmmmmmmmmmeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeelllllllllllllllllllllllllllllllllll çooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooookkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkk güüüüüüüüüüüüüüüüüüüüüüüüüüüüüüüüüüüüüüüüüüüüüüüüüüüüüüüüüüüüüüüüüüüüüüzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeellllllllllllllllllllllllllllll hhhhhhhaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaarrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrriiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiikkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaa
Güzel….
???
Daha uzun olabilirdi beeeeeeeeeeeeeeeeeeeeence
herkeze tavsiyem okuyun öğrenin