Tüm toplumu derinden etkileyen ekonomik krizden en çok etkilenen kesimlerden birisi de üst yöneticilerdir. Üst yönetici konumunda olanlar toplumun bir üyesi olarak krizden etkilenmeleri yanında, çalıştıkları kuruluşu ve çalışanları etkileyen konularda karar verici konumunda olmaları nedeniyle ek stres altındadırlar. Bir yandan işlerini kaybetme olasılığının yarattığı duygularla baş etmeleri gerekirken bir yandan da çalıştıkları kuruluş ve çalışanlar için ellerinden geleni yapmaları gerekmektedir. İşsiz kalan çalışanların durumu ve yöneticisi olduğu kuruluşun karşı karşıya olduğu sorunlar birçok üst yöneticide ruhsal zorlanma yaratmaktadır. Diğer yandan işveren ya da üst yönetici konumundaki kişilerin yaşamlarında büyük başarılar elde eden ve çoğu zaman başarı elde etmeye yönelimli kişiler olmaları, onların krizden ruhsal olarak daha fazla etkilenmelerine yol açabilmektedir. İçinde bulundukları ruhsal zorlanma nedeniyle psikiyatrik yardım alan birçok üst yönetici bulunmaktadır. Çalıştığı kuruluşu ayakta tutmak için çabalayan ve işten çıkarılan çalışanların acısını en derinden hisseden yöneticiler için aşağıda bazı öneriler verilmiştir:
Telaşlanmayın, paniklemeyin ve durumu iyi değerlendirin
Ekonomik kriz nedeniyle yaşadığınız kaygı, gerginlik ve endişe gibi duyguların kararlarınızı nasıl etkilediğini gözden geçirin. Öncelikle telaşlanmayın, paniklemeyin; sakin olmanın yollarını bulmaya çalışın. Bugün yitirilenlerin bir daha hiçbir zaman geri gelmeyeceği düşüncesine takılıp kalmayın. Kaybınızın yalnız kazancın azalması olup olmadığını iyi değerlendirin. Bir dönem kazanmadan da var olmayı sürdürmenin iyi bir çıkış yolu olabileceğini düşünün. Kriz sonrasında elde kalanlarla gelecekte yine birçok iyi iş yapabileceğinizi hayal edin. Yaşamın para kazanmakla sınırlı olmadığını, yaşama anlam katan birçok başka etkinliğin bulunduğunu unutmayın.
Sınırlarınızı ve sınırlılıklarınızı gözden geçirin
Çalışanlarınız ile ilgili hissettiğiniz sorumluluklarınız ve işten çıkarmak zorunda kaldığınız insanların yaşayabilecekleri konusunda kendi başınıza yapabileceklerinizin sınırlı olduğunu unutmayın. Bu tür sorumlulukları mutlaka başkaları ile paylaşın. Duygusal yükü yüksek konularda tek başınıza karar vermeyin. Mümkünse sorumlulukları doğrudan çalışanlarınız ile paylaşın; çalışanlarınızın yardımlaşma duygusunu etkinleştirin (örneğin işten çıkarılanları desteklemek için fon oluşturulabilir). Neleri değiştirip neleri değiştiremeyeceğinizi belirleyin. Değiştiremeyeceğiniz bir konuya takılıp kalmanın hiçbir sorunu çözmeyeceğini unutmayın.
Sizin için yaşamınızda nelerin önemli olduğunu düşünün
Yaşamınızda sizin için önem taşıyan konuları belirleyin ve bunları önem derecesine göre sıralayın. Bunları neden önemsediğinizi, zorunluluk olursa hangilerinden vazgeçebileceğinizi, hangilerinden asla vazgeçemeyeceğinizi belirleyin. Vazgeçebileceklerinizi gereğinden fazla dert edip etmediğinizi gözden geçirin.
Sosyal destek sisteminizi etkinleştirin
Yalnız kalmak, yaşadığı sorunları ve içinde bulunduğu duyguları kimseyle paylaşmamak krizin psikolojik sonuçlarını daha da ağırlaştırmaktadır. İş dışı ilişkilerinizi arttırmak için özel çaba harcayın. Arkadaşlıklarınızı, dostluklarınızı pekiştirmek için sevdiğiniz insanlarla ilişkilerinizi geliştirin. Arkadaşlarınıza ayırdığınız zamanı boşa geçen, bu kriz döneminde daha verimli kullanılabilecek bir zaman olarak düşünmeyin. Hiçbir iş üretmediğiniz ya da işe katkıda bulunmadığınız zamanları iş yeri dışında başka yerlerde geçirin.
Düşünce tarzınızı gözden geçirin
Sürekli büyümenin mümkün olmadığını unutmayın, başladığınız noktayı hatırlayın. Karamsarlıktan kurtulmaya çalışın. Fakat temelsiz iyimserlikten de uzak durun. Krizlerin her an fırsata dönüşme potansiyeli taşıdığını unutmayın. Maddi destek arayışına girer ve aradığınız desteği bulamazsanız dostlarınıza ve tüm insanlara güveninizi kaybetmeyin. Geleceğini ve gelecekte neyle karşılaşacağını tam olarak göremediği bir dönemde hiç kimseden büyük bir beklentiye girmeyin.
Depresyon ya da tükenmişlik sendromu içinde olup olmadığınızı gözden geçirin
Hemen hemen her gün ve neredeyse gün boyu süren psikolojik sorunlar psikiyatrik bir rahatsızlık gelişmiş olabileceğini akla getirmelidir. Günlerce kendinizi mutsuz, huzursuz ve çaresiz hissediyorsanız, eskiden severek isteyerek yaptıklarınız artık ilginizi çekmiyorsa, bunları yaptığınızda hiçbir zevk almıyorsanız, uykularınız ve iştah düzeniniz bozulduysa, kendinizi sürekli yorgun ve halsiz hissediyorsanız depresyon geçirip geçirmediğinizi anlamak için mutlaka bir ruh sağlığı ve hastalıkları uzmanına başvurun. Sorun daha karmaşık bir hal almadan bir uzmandan yardım almaktan çekinmeyin.
Stresle baş etme gücünüzü geliştirin
Yaşadığınız olayların sizde yarattığı psikolojik baskıyı nelerin arttırdığını belirleyin. Kendinizden ve başkalarından beklentilerinizin gerçekçi olup olmadığını gözden geçirin. Kendinize “kurtarıcı” rolü biçmeyin. Sizi rahatlatan etkinlikler için daha fazla zaman ayırın. Sevdiğiniz insanlarla daha çok vakit geçirin. Rahatlamak için mizahtan yararlanın. Olanağınız varsa tatile çıkın. Olumlu özellikleriniz ve başarılarınız nedeniyle kendinizi kendinize övün. Gevşeme yöntemlerini öğrenin.
Bedensel sağlığınızı koruyun
Sağlık durumunuzu değerlendirmek için mutlaka zaman ayırın. Check-up’tan geçmediyseniz, mutlaka geçin; düzenli kontrol muayene ve tetkiklerinizi yaptırın. Birçok hastalığın ortaya çıkmasında ve şiddetlenmesinde stresin etkisi yakından bilinmektedir. Yüksek tansiyon, şeker hastalığı, koroner arter hastalığı, ülser, migren gibi bir hastalığınız varsa daha dikkatli olun. Yemek düzeninizi korumaya, aç kalmamaya ya da aşırı yemekten uzak durmaya çalışın. Diyet uygulayın.
İçki ve sigaradan uzak durun
Ekonomik kriz özellikle krizden doğrudan etkilenenlerin ruh sağlığını etkilemekte, karamsarlık, çaresizlik, öfke, sıkıntı ve sinirlilik gibi baş edilmesi güç duyguların uzun süreli yaşanmasına neden olabilmektedir. Bu tür duygular yaşıyorsanız, bu duyguları yatıştırmak için aşırı alkol içmekten ve sigara kullanmaktan uzak durun. Özellikle kriz öncesine göre alkol ve sigara tüketiminizi arttırdıysanız, başka baş etme stratejileri uygulayınız.
Güven duygunuzun zedelenmesine izin vermeyin
İnsanın en temel gereksinimlerinden birisi de kendini güven içinde hissetmektir. Güveni oluşturan en önemli ögelerden birisi de yaşamı ve karşılaştıklarını denetleyebildiği ve denetleyebileceği duygusudur. Fakat ekonomik kriz birçok insanın kendini güvende hissetme duygusunu yok edebilmektedir. Güven duygunuzu korumak içinden elinizden geleni yapın.
*
BONUSLAR
Uyku düzeninizi bozmayın
Uyku düzeninin korunması ruh sağlığını olumlu yönde etkiler. Uyku düzeninizi bozan her şeyden uzak durun. Uyku saatinize yakın saatlerde sizi olumsuz etkileyebilecek televizyon programlarından (haberler, tartışma programları) uzak durun. Aşırı çay ve kahveden kaçının. Hemen her gün uyku sorunu yaşıyorsanız bir ruh sağlığı ve hastalıkları uzmanına başvurmayı düşünün.
Bilgi edinin
Daha önceki krizleri gözden geçirin. Başka kurum ve kuruluşların neler yaptıklarını öğrenin. Elde ettiğiniz bilgilerle ortaya çıkabileceğini düşündüğünüz sorunlara karşı hazırlıklı olun. Çözemediğiniz sorunlarla karşılaştığınızda diğer kuruluşların bunlarla nasıl baş ettiklerini öğrenmeye çalışın. Ekonomik krizin yöneticiler ve çalışanlar üzerindeki etkileri konusunda bilgi edinin.
Yolunu bulan iş sahiplerine bakmayın
Çeşitli kurnazlıklarla ya da “yüksek mevkilerdeki” tanıdıklarına dayanarak krizden etkilenmeyen, hatta zenginliklerine zenginlik katanlara bakıp moralinizi bozmayın. Sahip olduğunuz değerleri korumaya çalışın; sizi siz edenin sahip olduğunuz değerler olduğunu unutmayın. Ahlaki destekten yoksun olarak elde edilen maddiyatın insana ruhsal doyum ve huzur getirmediğini, asıl önemli olanın manevi doyum elde etmek olduğunu sürekli akılda tutun.
Egzersiz ve sporu ihmal etmeyin
Düzenli egzersiz ve spor hem beden sağlığını hem de ruh sağlığını olumlu yönde etkiler. Egzersiz ya da spor yapmak için mutlaka zaman ayırın. Bedensel bir hastalığınız varsa ne tür sporlar yapabileceğinizi doktorunuza danışın. Egzersiz ve sporu kolayca vazgeçilebilen etkinliklerden birisi olarak görmeyin.
Umudunuzu koruyun
Umut insana yaşama, dayanma ve katlanma gücü verir. Mümkün olduğunca umudunuzu koruyun. Umutsuzluk içindeyseniz, umutsuzluğunuzun kaynaklarının gerçekçi olup olmadığını değerlendirin. Yalnız karamsar insanlarla değil, iyimser insanlarla da konuşun. Olumlu bulduğunuz haber ve yaklaşımları önemseyin.
Yaşadığınız sorunları paylaşın
Paylaşıldıkça dertlerin (özellikle aynı dertleri yaşayan insanlarla) insan üzerindeki etkisinin azaldığı bilinen bir durumdur. Aynı sorunla karşı karşıya olanlarla dertleşin. Çözüm yolları bulamasanız bile dertleşin. Sorunları paylaştığınızda mutlaka bir çözüm üretilmesi gerekiyormuş saplantısından uzak durun.
Eşiniz ve çocuklarınız ile karşılaşabileceklerinizi paylaşın
Ekonomik kriz nedeniyle karşılaşabileceğiniz sorunları ailenizin tüm üyeleri ile paylaşın. Tutumlu olmaya gayret edin. Harcamalarınızı azaltın. Zorunlu olmayan harcamalardan uzak durun. Ev yaşamınızda yeni sorunlar yaratmamaya gayret edin.
Benlik saygınızı koruyun
Kaynağı ne olursa olsun bir şey yapamadığını, çözüm üretemediğini ve çaresiz olduğunu düşünmek her insanın benlik saygısını ve değerlilik duygusunu olumsuz etkiler. Olup bitenlerde üzerinize düşen sorumluluğu gerçekçi biçimde değerlendirin. Yapabileceklerinizin ve elinizden gelenin sınırlı olduğunu unutmayın. Kendinizden beklentilerinizi gerçekçi düzeyde tutun.
*
Dr. Erol Özmen
www.erolozmen.com
Bir önceki yazımız olan Einstein’ın 10 Problem Çözme Stratejisi başlıklı makalemizde ainstein nasıl problem çözerdi, Albert Einstein sözleri ve einstein hakkında bilgiler verilmektedir.