AŞKINI GİTARININ TELLERİYLE ANLATAN BİR EFSANE: ERİC CLAPTON
Eric Clapton, 1945 İngiltere doğumlu blues gitaristi, şarkıcı ve bestecidir. Blues müziğine olan tutkusu, henüz 13 yaşındayken gitarla başlayan Clapton, Kingston College’de vitray tasarımı okuyarak başladığı eğitim hayatına bir gün sınıfta gitar çalmasıyla son verdi. Bir laborant olarak çalışırken de boş zamanının çoğunu büyükbabasının aldığı elektrogitarla geçirdi. 17 yaşında “ The Rooster “ adlı müzik grubuna katıldı. Ardından aynı yıl “Yardbirds“e katıldı ve grupta o zamanın efsanevi gitaristleri Jimmy Page ve Jeff Beck ile birlikte müzik yaptı. Clapton, konserlerde gitarının kopan tellerini takarak yaptığı gösteriyle meşhur oldu ve “Slowhand” lakabını aldı.
Yardbirds ile çıkardığı “Five Live Yardbirds” ve “For Your Love” albümlerinin başarısına rağmen grubun “blues” yerine “pop” müziğine yakınlaşmasından dolayı 1965’te gruptan ayrıldı. Bundan sonra Clapton, John Megell’in “Bluesbreakers” grubuna katıldı; fakat bu grup macerası da fazla uzun sürmedi. 1966’ nın ortalarında Jack Bruce ve Ginger Baker’le Cream’ı kurdular. Bu grupla Clapton, çok büyük başarılar elde etti. Çıkardıkları ilk üç albümden sonra konser ve turnelerde Beatles ve Rolling Stones‘in ününe kavuştular. Artık Londra ve New York duvarlarında “Clapton is God“ yazıları görülür oldu. Bu yazılar, grubun ününün ne kadar artmış olduğunu gösterse de grup içinde ego çatışmaları başlamıştı bile ve 1968 yılında veda turnesine çıkan grup, 1969’da piyasaya çıkan “Goodbye” albümü ile sevenlerine veda etti.
1969’un başlarında davulda Baker, bas gitarda Rick Grech ve Steve Winwood ile birlikte “Blind Faith”i kurdular ve grup ile aynı ismi taşıyan bir albüm çıkardılar. Bu grup da çok sevildi ve fakat turneler, konserler grup üzerinde baskı yarattı ve bir yıldan kısa bir sürede grup dağıldı. Daha sonra Clapton, Delaney & Bonni’ye katıldı. Bu üçlünün 1970’de çıkardığı albüm büyük hayal kırıklığı yarattı. Albümde yer alan basçı Carl Radle, klavyeci Bobby Whitlock ve davulda Jim Gordon’la birlikte kendilerine “Derek and the Dominos” adını verip, Clapton’ın double albümü “Layla ve Other Assorted Love”ı kaydetmeye başladılar. Acı dolu ve karşılıksız bir aşkı anlatan Layla’da Clapton, yakın arkadaşı George Harrison ve onun karısı Pattie arasında geçen zor bir aşk üçgeninden esinlenmişti.
Clapton, “Cream” , “Yardbirds” , ”Blind Faith” gruplarının üyesi olarak dönemin en iyi gitaristlerinden biri olduğunu ispat etmişti; fakat 1971 ve 1972 yılları arasında fazla çalışma yapmayan Clapton, bir de peşini bırakmayan uyuşturucu problemiyle uğraşıyordu. Bir arkadaşını tavsiyesi üzerine elektro-akupunktur tedavisine başladı ve tamamen temizlendi.
13 Ocak 1970’de Londra’daki Rainbow sahnesinde verdiği konser daha sonra “Eric Clapton’s Rainbow Concert” adıyla bir albüm haline getirildi. 1970 yılından sonra ilk solo albüm, Temmuz 1974’de hayranlarıyla buluştu ve “461 Ocean Boulevard” albümüyle yeniden doğdu. Bu albümde Bob Marley’in “I Shot The Sheriff” parçasının cover versiyonu çok beğenildi. Sonrasında yayınladığı “One in Every Crowd” (Mayıs 1975), canlı kaydedilen “E.C. Was Here” (Ağustos 1975), ve “No Reason to Cry” (Ağustos 1976) albümleri ise “461 Ocean Boulevard”ın yanında sönük kalmıştı. Bundan sonra “One Night” albümünü hazırladı ama bu dönemde uğraşması gereken bir sorun daha vardı o da alkoldü. Clapton hastaneye kaldırılarak tedavi gördü. Bu zor dönemlerden sonra hayatının en başarılı yıllarına girdi ve başarılı albümler hazırladı (Slowhand, Another Ticket, Money and Cigarettes, Behind The Sun, August).
Bazıları Clapton’un uyuşturucu günlerinde yakaladığı performansa asla çıkamadığını düşünse de, sanatçının efsanesi durmadan büyümeye devam etti. 1988 yılında Polygram’ın yayınladığı Clapton’ın kariyerinin bir özeti olan dört CD’lik Crossroads albümü, ona iki “Grammy” ödülü birden kazandırdı. 1988 tarihli bu çalışmasının hemen ardından yine büyük başarı kazanan “Journeyman” albümü geldi.
1991 yılında Clapton’ın hayatındaki en acı verici olay gerçekleşti. Oğlu Conor, annesinin bir arkadaşının New York’ta bulunan apartman dairesinden aşağıya düştü ve hayatı sona erdi. Bu oldukça trajik olaydan sonra müzisyen uzun süre toparlanamadı. Aynı yıl Conor için yazdığı ve “Rush” filminin soundtrack’inde de kullanılan Tears In Heaven isimli şarkıyla 6 dalda “Grammy” ödülünün sahibi oldu.
1992 yılında müzisyen, MTV için “Unplugged” bir konser verdi ve bu performansı daha sonra albüm olarak piyasaya sürüldü. 1994’te hem ticari açıdan büyük başarı kazanan hem de müzik otoritelerinden büyük ilgi gören “From The Cradle” dinleyiciyle buluştu. Üç yılın ardından Simon Climie ile bir ortaklık içine giren Clapton, “Retail Theraphy” albümünü yayınladı ve ikilinin ortaklığı “Pilgrim”de de devam etti. Pilgrim, Clapton’ın “Journeyman” albümünden sonra yeni şarkılarının bir araya geldiği ilk albüm olma özelliğini taşıyordu. Albümden çıkan “My Father’s Eyes” uzun süre listelerin üst sıralarında kaldı.
Eric Clapton, 2000 yılında eski arkadaşı BB King ile beraber “Riding With the King” albümünü çıkardıktan sonra, son çalışması “Reptile” 2001’de müzik marketlerdeki yerini aldı.
Eric Clapton’un müzik hayatı boyunca 19‘u “Grammy Ödülü” olmak üzere, yaklaşık 40’a yakın ödülü bulunmaktadır ve hâlâ çalışmalarına devam etmektedir. 2010 yılında “Clapton” adında, ünlü müzisyenlerin albümde performans sergiledikleri toplama albüm çıkardı. Clapton, müziğe olan bu tutkusuyla hâlâ arkasından gelen genç müzisyenlere örnek olmaktadır.
*
A. Şener ALKAN
www.hepsi10numara.com
Bir önceki yazımız olan Yankı Yazgan'dan 10 Güzel Yazı başlıklı makalemizde yankı yazgan, yankı yazgan kimdir ve yankı yazgan resimleri hakkında bilgiler verilmektedir.
Çok işime yaradi teşekkürler