Boşanmak özgürlük müdür sizce?
İnsanın mutlu olmadığı, sevmediği ve sevilmediği her yer, her durum ve ilişki aslında hapishaneden farksızdır. Evlilik de bu duygularla yürütülüyor ise evet boşanmak özgürlüktür.
Kağıt üzerindeki zorunluluktan kurtulmanın yanı sıra mutsuzluğa ve sevgisizliğe baş kaldırıdır.
Romanımın temel sloganıdır ‘Hatırla sevdiğin, sevildiğin kadar özgürsün’
*
İnsanlar neden boşanır?
İki sebebi var aslında. Biri hepimizin bildiği üzere acı ama gerçeğimiz kadına uygulanan fiziksel ve duygusal şiddet. Bu konuda ülkemiz baş sıralarda.
Diğeri ise, ortak paydada buluşamama, cinsel, tensel, duygusal iletişimsizlik. Günümüzde kadınlar artık ekonomik açıdan kendi ayakları üzerinde duran, okumuş, kendine güvenli bireyler. Bu sebeple sevilmediği ve sevmediği bir ilişkide kalmayı seçmiyor. Erkek egemen bir toplumda kadın değerli olduğunu biliyor ki bu çok önemli bir farkındalık ve başkaldırıdır.
*
Boşanmayı zor ya da kolay yapan etkenler nelerdir?
Boşanmak zordur. Kolayı yoktur. Kadın mutsuzsa hep düşünür ama karar verip uygulaması cesaret ister. Toplumuzun boşanmış kadına bakış açısı malum. Boşanmayı zorlaştıran etkenler korkularımız, şüphelerimiz ve kararsızlığımızdır. Kadın boşanmak ister ama bunun maddesel, toplumsal, duygusal sonuçları ve bedelleri vardır. Bunları kendine rehber alan kadın boşanmakta zorlanır. Aksine kararlı, cesaretli bir kadının karşısında kim durabilir?
Her iki durumda da zordur.
*
Evlilik mi zor boşanmak mı?
Bizim toplumuzda boşanmak zordur oysa evlenmek zor olmalıdır. Kadın babasının, akrabalarının veya toplumun baskısından evlenince özgür olacağını sanır. Bir de aşıksa önünü arkasını düşünmeden evlenir. Evlilik çok kutsal ya bizde içinde ne yaşandığı önemli değildir.
Oysa kaç tane evlilik yuva kıvamındadır? Boşanmak ise yuva yıkmaktır. Evlenirken davul zurnayla ele güne gösteriş yapılırken hala boşanırken gizli saklıdır her şey. Çünkü boşanmak ayıptır, günahtır.
*
Neden boşanma üzerine kitap yazdınız?
Aslında bu kitaba başlamadan önce başka bir roman yazıyordum. Bir sabah uyandığımda romanımın başlığını ‘Eyvah Boşandım Özgürüm’ söyleyerek uyandım. O sabah başladım yazmaya. Başlık beni çok heyecanlandırdı. İnanın hiç plan program yapmadım. Öylece kalemime döküldü. Güzel de oldu.
*
Kitabı yazarken boşanmış arkadaşlarınızdan destek aldınız mı?
Aslında romanım salt boşanmış kadınlara yönelik bir kitap değil. İleriki zamanlarda boşanmış kadınların aşk maceralarını yazmayı planlıyorum. İnanın çok şey biriktirdim anlatacak.
Kadınlar artık bir araya geldiklerinde akşama ne yemek yapacaklarını konuşmuyor. Aşk ve cinsel hayatlarını, isteklerini rahatça dile getirebiliyor. Aslında her kadın sevgi, şefkat ve ilgi ister. Bu bağlamda kadının medeni durumu önemli değildir ama boşanan kadın biraz daha talepkardır çünkü canı yanmıştır, ötelenmiştir ve bilir ne istediğini. Bu bağlamda erkeklerin de okumasını çok isterim.
Çünkü erkeğin boşanmış kadına bakış açısı hep yazdığım gibi seks makinesi formatıdır. Yapamadan duramaz, çabuk kandırılır, sevmeye, ilgiye gerek yoktur. Oysa tam tersi, kadın her şekilde kadındır.
*
Siz de boşanan bir insansınız, kendi tecrübeleriniz var mı kitapta?
Evet, elbette var. Boşanmasaydım belki bu kitabı yazmak aklıma gelmezdi. Yaşadığım duruma felaket olarak bakmadım hiç. Bir başlangıçtı hep. Güzel şeyler olacaktı. Her zaman içimde bu umutla yaşıyorum ve gerçekten öyle oluyor. Yaşama ne verirseniz onu geri alırsınız. Başımıza gelen en kötü olay bile belki de bir sonraki adımda mutluluk verecektir. Buna inandım hep. Boşandığım ilk zamanlar sanki hayatımda muhteşem bir olay olmuş gibi davrandım. Müzikler açıp dans edip kutladığım çok olmuştur. Bu bağlamda etrafımda hiç kimse benim için üzülmedi. Aslında anlatmaya çalıştığım da boşanmak üzülecek bir durum değildir. Oysa insanlar sevindiğin bir duruma ay canım yazık, olsun üzülme edasıyla yaklaşıyor. Otuzlu yaşlarımın sonuna gelmişken farkında olduğum en değerli şey ölmüyorsam her şey yolundadır ya da girecektir gerçeğidir.
*
Boşanma üzerine kitap yazmak cesaret işi, hiç tepki aldınız mı?
Aşk, kadın erkek ilişkileri, cinsellik üzerine yazıyorum hep.
Bunları yazarken tepki aldığım, ne edepsizliğim ne azmışlığımın kalmadığı zamanlar olmuştur.
Yazarken başka bir insan oluyorum sanki, cesaret içten gelen bir şey. İçimdekiler kalemime dökülürken acaba tepki alır mıyım diye hiç düşünmüyorum. Gerçekleri yazıyorum ve okurların içsesi olmayı seviyorum.
Romanıma gelince sadece kendi hayatımı yazdığımı düşünüyorlar, daha cazip geliyor sanırım. Çünkü gazete yazılarımda yaşadıklarımı anlattığım çok olmuştur. Benim yaşadığımı yaşayan birçok kadın var çünkü. Paylaşmak güzeldir. Yani bence, yani sizce?
*
Kendinizden bahsedebilir misiniz?
Ben benim ve boşanmış ama özgür olmayan bir kadınım. Çünkü sevdiğim ve sevildiğim bir aşk yaşamıyorum. Denk gelmedi henüz ama gelmekte inanıyorum buna gönülden, işte o zaman dünyasal özgürlüğümün yanında ruhsal özgürlüğümü de yaşayacağım.
Onun dışında oldukça pozitifimdir. Müzik ve yazmak benim hayatım bir de öğrencilerim.
İngilizce öğretmeniyim. Her gün yenilendiğim, güldüğüm, sevgimi ve şefkatimi akıttığım muhteşem bir mesleğim var. Tabi en önemlisi anneyim. Kızım Güneş hayatıma anlam katan en değerli varlık. Yaşam güzel, ben güzelim öyle ise gülelim.
*
Yüksel Mert
yukselmertoglu@hotmail.com
Bir önceki yazımız olan Boşanmak Üzere Olan Eşlere 10 Öneri başlıklı makalemizde boşanan eşler, boşanma ve en iyi boşanma hakkında bilgiler verilmektedir.