Türkülerimiz bitanedir. “Türkü seven adamdan kötülük gelmez.” diye bir inanış vardır Anadolu’da. Gerçekten de öyledir.
Türkülerin içindeki o muhteşem ezgiler hiç bir edebiyatın anlayamayacağı kadar sahicidir, yürektendir, candır.
Türküleri sevelim, türküleri söyleyelim. O zaman dünya daha güzel bir hale gelecek.
Türkü dolu dostluklara…
Aşık Veysel / SEN BİR CEYLAN OLSAN BEN DE BİR AVCI
Sen bir ceylan olsan ben de bir avcı
Avlasam çöllerde saz ile seni
Bulunmaz dermanı yoktur ilacı
Vursam yaralasam söz ile seni
Kurulma sevdiğim güzelim deyin
Bağlama karayı alları geyin
Ben bir çoban olsam sen de bir koyun
Sestesem elime tuz ile seni
Koyun olsan otlatırdım yaylada
Tellerini yoldurmazdım hoyrata
Balık olsan takla dönsen deryada
Düşürsem toruma hız ile seni
Veysel der ismini koymam dilimden
Ayrı düştüm vatanımdan elimden
Kuş olsan da kurtulmazdın elimden
Eğer görse idim göz ile seni
Dadaloğlu / ŞU YALAN DÜNYAYA GELDİM GELELİ
Şu yalan dünyaya geldim geleli
Severim kır atı bir de güzeli
Değip onbeşime kendim bileli
Severim kır atı bir de güzeli
Atın beli kısa boynu uzunu
Kuru suratlısı elma cözünü
Kızın iplik iplik süt beyazını
Severim kır atı bir de güzeli
Atın höyük sağrı kalkan döşlüsü
Kalem kulaklısı çekiç başlısı
Güzelin dal boylu samur saçlısı
Severim kır atı bir de güzeli
At koşu tutmalı çıktığı zaman
Yalı kavak gibi yıktığı zaman
At dört kız onbeşe yettiği zaman
Severim kır atı bir de güzeli
Dadaloğlum hile yoktur işimde
Yiğit olan yiğit görür düşünde
At dördünde güzel onbeş yaşında
Severim kır atı bir de güzeli
Erzurumlu Emrah / AĞLASANA GÖZLERİM
El çek tabib, el çek yaram üstünden
Sen benim derdime deva bilmezsin.
Sen nasıl tabibsin yoktur ilacın
Yaram yürektedir, sarabilmezsin.
İçerim yanıyor, kendim havayı
Çekmeyen ne bilir aşkı sevdayı
Yıktın viran oldu kalbim sarayı
Çünkü bir taşını koyabilmezsin.
Emrah’ım dinledin benim sözlerim
Muhabbetin can evimde gizlerim
Ne duruyon ağlasana gözlerim
Bir daha yârini görebilmezsin.
Karacaoğlan / ALA GÖZLÜM, BEN BU İLDEN GİDERSEM
Ala gözlüm, ben bu ilden gidersem,
Zülfü perişanım kal, melil melil.
Kerem et, aklından çıkarma beni;
Ağla göz yaşın sil, melil melil.
Yeğin ey sevdiğim, sen seni düzet;
Karayı bağla da, beyazı çöz, at;
Doldur ver badeyi, bir daha uzat;
Ayrılık şerbetin ver, melil melil.
Elvan çiçeklerden sokma başına,
Kudret kalemini çekme kaşına,
Beni unutursan doyma yaşına,
Gez benim aşkımla yar, melil melil.
Karac`oğlan der ki: Ölüp ölünçe,
Ben de güzel sevdim kendi halımça;
Varıp gurbet ile vasıl olunça,
Dostlardan haberim al, melil melil.
Kaygusuz Abdal / BİR KAZ ALDIM
Bir kaz aldım ben karıdan
Boynu da uzun sorudan
Kırk abdal kanın kurudan
Kırk gün oldu kaynadırım kaynamaz
Sekizimiz odun çeker
Dokuzumuz ateş yakar
Kaz kaldırmış başın bakar
Kırk gün oldu kaynadırım kaynamaz
Kaza verdik birkaç akça
Eti kemiğinden pekçe
Ne kazan kaldı ne kepçe
Kırk gün oldu kaynadırım kaynamaz
Kaz değilmis be bu azmış
Kırk yıl kaf dağını gezmiş
Kanadın kuyruğun düzmüş
Kırk gün oldu kaynadırım kaynamaz
Kazı koyduk bir ocağa
Uçtu gitti bir bucağa
Bu ne haldir hacı ağa
Kırk gün oldu kaynadırım kaynamaz
Kazımın kanadı sarı
Kemiği etinden iri
Saglık ile satma karı
Kırk gün oldu kaynadırım kaynamaz
Kazımın kanadı ala
Var yürü git güle güle
Başımıza kalma bela
Kırk gün oldu kaynadırım kaynamaz
Suyuna biz saldık bulgur
Bulgur Allah deyü kalgır
Be yarenler bu ne haldir
Kırk gün oldu kaynadırım kaynamaz
Kaygusuz Abdal n’idelim
Ahd ile vefa güdelim
Kaldırıb postu gidelim
Kırk gün oldu kaynadırım kaynamaz
Köroğlu / BENDEN SELAM OLSUN BOLU BEYİNE
Benden selam olsun Bolu beyine
Çıkıp şu dağlara yaslanmalıdır
Ok gıcırtısından gürzün sesinden
Dağlar seda verip seslenmelidir
Düşman geldi tabur tabur dizildi
Alnımıza kara yazı yazıldı
Tüfek icad oldu mertlik bozuldu
Eğri kılıç kında paslanmalıdır
Köroğlu düşer mi yine şanından
Ayırır çoğunu er meydanından
Kır-At köpüğünden düşman kanından
Çevrem dolup şalvar ıslanmalıdır
Mahzunu Şerif / İşte Gidiyorum Çeşm-i Siyahım
İşte gidiyorum çeşm-i siyahım
Önümüze dağlar sıralansa da
Sermayem derdimdir servetim ahım
Karardıkça bahtım karalansa da
Haydi dolaşalım yüce dağlarda
Dost beni bıraktı ah ile zarda
Ötmek istiyorum viran bağlarda
Ayağıma cennet kiralansa da
Bağladım canımı zülfün teline
Sen beni bıraktın elin diline
Güldün Mahzuni’nin berbat haline
Mervanın elinde parelense de
Neşet Ertaş / Neredesin Sen
Şu garip halimden bilen işveli nazlı,
Gönlüm hep seni arıyor neredesin sen.
Tatlı dillim güler yüzlüm ve ceylan gözlüm,
Gönlüm hep seni arıyor neredesin sen.
Sinemde gizli yaramı kimse bilmiyor,
Hiç bir tabib su yarama merhem olmuyor.
Boynu bükük bir garibim yüzüm gülmüyor,
Gönlüm hep seni arıyor neredesin sen.
Pir Sultan Abdal / BİR GÜZELİN AŞIĞIYIM
Bir güzelin aşığıyım, erenler
Onun için tasa tutarlar beni
Gündüz hayalimde gece düşümde
Kumdan kuma savuruyor yel beni
Al gül olsam al gerdana takılsam
Kemer olsam ince bele sarılsam
Köle olsam pazarlarda satılsam
Yârim deyi al sinene sar beni
Abdal Pir Sultan’ım gamzeler oktur
Hezaran sinemde yaralar çoktur
Benim senden özge sevdiğim yoktur
İnanmazsan git Allah’a sor beni
Seyrani / GEÇER Mİ BİLMEMEM
Muhabbet küpünün olsam şarabı
Yar beni doldurup içer mi bilmem
Mamur olmak için gönül harabı
Bir mimar eline geçer mi bilmem
Asıkın olmaz mı çile çekmezi
Çilenin olmaz mı boyun bükmezi
Helal süte katan haram pekmezi
Seçmek murad etse, seçer mi bilmem
Bülbüle gül yarar, deveye diken
Çiledir aşıkın boynunu büken
Tarlasına haram tohumu eken
Helal mahsülünü biçer mi bilmem
Kimi meftasına kefen biçmiyor
Kimi helal rızık yiyip içmiyor
Yavrusundan köpek bile geçmiyor
Hak Seyrani’sinden geçer mi bilmem
*
Hazırlayan: Selim Yolalan
selimyolalan@gmail.com
www.hepsi10numara.com
Bir önceki yazımız olan Dahi Yetiştiren 10 Dahi Öğretmen başlıklı makalemizde dahiler ve öğretmenler, dahilerin hocaları ve liderler hakkında bilgiler verilmektedir.
neşet baba senin türkülerin unutulur mu hiç,
sazının teli sonsuza kadar çalacak inş,
mustafa toğaloğlu niye yok burda ya:)
harika süper 10 numara 5 yıldız bayıldımmmmmmmmmmmmmmm…..
Cok guzeller ama uzun ya bazilari ama guzel
çokmükemmel çok işime yaradı helal olsun çok teşekkürler………………………..