Eğitim aşığı, marifetli yazar Mehmet Akbulut ile kısa bir söyleşi gerçekleştirdik.
Sizi kısaca tanıyabilir miyiz?
1977 yılında İstanbul’da doğdum; fakat kimlikte Tokat’ın şirin, yeşil ilçesi Erbaa yazıyor. Taşrada bulunmaktan ve burada yazıyor olmaktan büyük keyif alıyorum. Türk Dili ve Edebiyatı eğitimi aldıktan sonra bu alanda öğretmenlik yapmaya devam ediyorum. Okumak ve yazmak benim için iki vazgeçilmez güzellik. Tutku gibi, tiryakilik gibi. 2016 yılı dahil olmak üzere 13 tane kitabım yayımlandı. Müthiş bir duygu. Bu duyguda haz sınırı olmadığı için hemen başka bir kitap yazmaya can atarak dünya sürgünümüzü tamamlamaya çalışıyorum. Rabbim şevk versin. Yazma aşkını söndürmesin. Tabii okumayı da.
Eğitim hayatınız nasıl geçti?
Şimdikilerin aksine ben çocukluğumu tam yaşayarak geçirdim. En büyük eğitimlerden biri bu aslında. Çocukluğu yaşamak. Okul öncesinden bilgi depolamakla eğitim hayatına başlayan çocuklara acıyorum. Ben ilkokulu, ortaokulu ve liseyi zevkle okudum. Zevk aldığım için hepsinde de başarılı oldum. Üniversite de aynı şekildeydi. Fakat hocaların not konusundaki cimriliğini söylemeden geçemeyeceğim. Şimdiki öğrenciler çalışmadan not bekliyorlar, biz aksine çok çalışıyorduk. Yine de azla yetiniyorduk. Galiba hocalar o zaman çok not verirlerse şımaracağımızı düşünüyor olmalılar.
Kimleri okudunuz, en çok ne okumayı seversiniz?
Çocukluğumda Hz. Ali’nin cenklerini okuyarak başladım. Billur Dağı Cengi, Kesikbaş’ın İntikamı. Sonra Yılmaz Boyunağa okudum. Çocukluğumda şu an ismini hatırlayamayacağım bir sürü eser.
Mustafa Kutlu, Cemil Meriç, Rasim Özdenören, Ahmet Hamdi Tanpınar, Peyami Safa, Tarık Buğra, Hilmi Yavuz, Sezai Karakoç, Mehmet Akif, Mehmet Kaplan, Yavuz Bahadıroğlu, Ahmet Ümit, Nazan Bekiroğlu, İbrahim Tenekeci, Hüseyin Akın… Tabii hayatımdan binlerce kitap geçti. Bu yazarlar sadece bazıları. Şimdi yeni yazarlarla bu yelpaze daha da genişlemeye devam ediyor.
Yazmaya nasıl başladınız?
İyi kompozisyon yazardım. Üniversiteye gittiğimde dilim biraz daha ağırlaşmaya başladı. Hatta hocam sırf bunun için bana zayıf verirdi. Sade ve yalın yazmam için. Sonraları mizah kitaplarına merak saldım. Çok fazla sayıda mizah konulu kitap okuyunca bir derleme-telif eser oluşturma niyeti oluştu bende. Nükteler Kitabı isimli ilk çalışmam böyle vücuda geldi.
Bu kitabınızı yazmaya nasıl karar verdiniz? (Küllerinden Doğanlar)
Gençlere tarihimizi sevdirmek ve tabii ki bu hayranlığın devamını sağlamak ilk niyetim idi. Fantastik unsurları kullanarak onları tarih yolculuğuna çıkarmak eğlenceli olacaktı. Niyetimi böylece görünür kılmaya çalıştım. Umarım severler. Sevdiklerine ve beğendiklerine dair dönütler de alıyorum zaten.
Kitabınızda neleri anlatıyorsunuz?
Tüm dünyaya tarih ve insanlık dersi veren Çanakkale Zaferi’ni anlattım. Nasıl bir zorlu mücadeleden arta kalan topraklarda yaşıyoruz, bunu bilsinler istedim.
Okurlar sizi nasıl okumalı?
Bu zamanın en büyük özelliği belki de kusuru demeliyim, haz ve hız ekseninde bir yaşam tutkusu. Sabır yok insanlarda. Hemen olsun istiyorlar. Ben sabırla okumalarını tavsiye ediyorum. Aceleci olmasınlar, sürekliliği yakaladıkları zaman eserlerdeki lezzete ulaşacaklar.
Gelecekte yazma planlarınız arasında neler var?
Bir tanesini söyleyeyim. Milli mücadele yıllarını yine gençlere anlatacağım bir eser var.
Okurlarımıza son sözünüz nedir?
Önce kendi kültürümüzü, tarihimizi anlatan eserleri okuyalım diyorum. Zaman kalırsa yabancı eserlere vakit ayıralım. Ne de olsa ömür sermayesi pek az, lüzumlu işler pek çok. Onlara vakit kalmıyor.
Okurlarımız size nasıl ulaşabilir?
Mail: yazarakbulutmehmet@gmail.com
twitter: @yazarmehmetakbu
Instagram: yazarmehmetakbulut
M. Endülüs Özbay
endulusthegamer@gmail.com
Bir önceki yazımız olan 10 Soru ile Allah'a Firar Eden İnsan başlıklı makalemizde allaha firar etmek, fatih özkan ve röpartaj hakkında bilgiler verilmektedir.