İçinde bulunduğumuz bilgi çağı, aynı zamanda mesafelerin kısaldığı adeta bir hız çağı. Saniyede milyonlarca bilgiye, habere, insana ve kaynağa ulaşmak artık mümkün… Gelişen teknolojinin bize sağladığı bu dev hazinenin yanında, acaba hâlâ kitap okumanın faydası olduğundan söz edilebilir mi? Varsa; bu faydalar nelerdir?
Kitap okumak bilgi dağarcığımızı geliştirir. Bizi ‘Bir bilen’ yapar.
Başarının en büyük kaynağı, bilgidir. Bilgi güçtür. Yusuf Has Hacip, ‘Bilgiye hakim olan, dünyaya hakim olur.’ diyor. Bilgiye ulaşmanın %83’lük dilimi okuma ile elde edilir.
Ancak bilgiden yararlanmak için bazı zihinsel faaliyetlere ihtiyacımız vardır: Oryantasyon, idrak, hafıza, dikkat, muhakeme, irade gibi. Bu melekelerden ise ancak bilginin ışığında istifade edilebilir.
Basit bir hesap yaparsak; her gün on sayfa kitap okuyan bir kişi, bir haftada 70, bir ayda 300, bir yıl sonunda ise 3650 syf. kitap okumuş olacaktır. Bu ise en azından on kitap demektir. Bu küçük sayfa sayısıyla dahi bir yıl sonunda on kitap okuyan biri, hiç okumayan birinden elbette bilgi bakımından öne geçecektir.
Kitap okumak akademik başarının önünü açar.
1998 SBS Türkiye birincisi Hakan Karpuzcu, okumayı çok sevdiğini, sürekli okumanın kendisine oldukça fayda sağladığını söylemiştir. 2001 üniversite sınavı sözel birincisi Hüseyin Onay da şöyle diyor: ‘Sözelde başarılı olmak isteyenlere bol bol kitap okumalarını tavsiye ediyorum. Çünkü kitap okumak insanın ufkunu genişletiyor.’
Annesinin yönlendirmesiyle okuma serüvenine başlayan bir akademisyen; kitaplarla dostluğunun nasıl başladığını şöyle dile getirmiş:
“Amerika’nın Kansas eyaletinin küçük bir kasabasında doğmuşum. İlkokul üçte iken ağabeyimle aynı sınıfta idik; çünkü o bir yıl geç başlamıştı. Okulun en tembel ve yaramaz öğrencileri ikimizdik. Bir gün annemiz durumumuzu öğrenmek için okula gidip öğretmenimizle görüşmüş. Öğretmenimiz de anneme bazı tavsiyelerde bulunmuş.
Akşam eve geldik ki; annemiz televizyonu kaldırıp depoya koymuş. Bize şöyle dedi:
– Bundan sonra televizyona ayıracağınız zamanı kitaba ayıracaksınız. Yarın sabah kütüphaneye gidip, birer kitap alacak ve okuyacaksınız. Onları ben de okuyacağım. Hafta sonu kitabı bana anlatacaksınız. Yoksa samanlıkta yatarsınız.
Biz annemizin kesin kararını görünce, o haftadan itibaren kütüphaneye gidip, her hafta bir kitap okuduk ve annemize anlattık. Evet! Tam bir yıl sonra ağabeyim okul birincisi, ben de okul ikincisi oldum. Şu anda ikimiz de Indiana Üniversitesi’nde beyin cerrahi uzmanı olarak görev yapıyoruz.”
Kitap okumak dile hâkimiyet kazandırır, basireti geliştirir.
İnsan kelimelerle düşünür. Her kitap insanın dağarcığına onlarca kelime ekler. Geniş kelime dağarcığı, insanın daha fazla kavramla düşünebilmesini sağlar. İnsanın zekasını ölçen en net kriter kelime hazinesidir. Bir insanın kelime hazinesi ne kadar genişlerse, anlayışı o kadar yükselecektir. Örneğin tarihle ilgili birkaç kitap okuyan biri tarihi içerikli bir konuşma dinlediğinde konu ile ilgili terimleri hemen kavrayacaktır.
Kitap okumak zihni melekeleri arttırır, kıvrak bir zekaya eriştirir, beyni hantallıktan kurtarır.
İnsan hangi organını çalıştırırsa o azası kuvvetlenir. Basketbol oynayanın boyu uzar, halter kaldıranın pazıları gelişir. Kitap okuyanın da beyni gelişir, her şeyi daha çabuk kavrar. Kitap zekayı kibarlaştırır. Japon bir eğitimci şöyle bir deney yapar:
Otuz öğrenciye bir ay boyunca matematik dersi verdirir. Yapılan sınav sonunda bütün öğrenciler aynı seviyededir. Ardından öğrencileri ikiye ayırır. Bir gruba kitap okuma, diğer gruba spor yapma görevi verir. Bir ay sonunda öğrencileri aynı sınıfta toplar, kimyadan ilk defa gördükleri bir konuyu anlatır. Ders sonunda yapılan sınavda, kitap okuyanların çoğunluğu spor yapanlara oranla daha başarılıdır.
Kitap okumak, bunamayı engelleyen en etkili ilaçtır.
Beynimiz öyle nazik bir organdır ki; kendisine değer verilmediğini görünce küsüp gider. Beyin için ‘Ya kullan, ya kaybet’ formülü geçerlidir.
İnsan beyninde, yirmi yaşından itibaren her gün, elli bin civarında sinir hücresi ölür. Ancak bu hücrelerin yerine yenileri gelmez. Vücudumuzun yenilenmeyen tek hücresi sinir hücreleridir.
Okumayan kişi, yirmili yaşlardan itibaren sürekli ölen sinir hücreleriyle bunamaya (demans) doğru yol alır. Ancak düzenli olarak okuyanlar, bu tehlikeden korunabilirler. Çünkü okumak beyin hücrelerini korur. Yapılan bilimsel çalışmalarda, okumanın, beyindeki elektrik aktivitesini ve kan akışını arttırdığı görülmüştür.
Kitap insanı iyiye, güzele götürür.
‘Boş kafalar, şeytanın çalışma odasıdır.’ Çalışan, okuyan insan kötülüğe vakit bulamaz. İnsan tabiatında hem medeni, hem de vahşi olmaya istidat vardır. Kitap okumak insan madeninden, yüreği güzelliklerle dolu ‘Zübde-i alem’ cevherini açığa çıkartır.
Kitap okumak ruhu geliştirir, karakteri olgunlaştırır, çevresinde etki bırakan bir şahsiyet kazandırır.
Okuyarak olayların ve gelişmelerin iç yüzünü öğrenen kişinin, kendine olan güveni artar. Düşünce ufku gelişir, geniş bir görüş açısı elde eder, olayları inceleme yeteneği kazandırır.
Bir eğitimci ve felsefeciye 90. doğum gününde bir gazeteci şu soruyu sormuş:
– Okuduğunuz bunca kitabın size ne faydası oluyor?
– Dağlara tırmanmama yardımcı oluyor.
– Dağlara tırmanmak mı? Bunun ne faydası var ki?
– Tırmanacağınız diğer zirveleri görmek için dağlara tırmanmak gerekir. Bundan vaz geçtiğiniz an, kaç yaşında olursanız olun hayatınız sona ermiş demektir.
Ayrıca okuyan kişiler, ,güzel bir Türkçeye, akıcı bir konuşmaya sahip olurlar. Hikmetli ve etkileyici konuşarak hitap ettikleri kişilerde etki uyandırırlar. İnsanlarla ilişkileri güçlenir, daha sosyal bir karakter kazanır, sorunları daha kolay çözerler. Çünkü kendilerini daha iyi ifade edebilmektedirler.
Kitap okumak, zamana değer katar.
Boşa harcanan zamanlar, kaybedilen herhangi bir maddi değerden, para vb.den daha fazla zarara yol açan kayıplardır. Çünkü maddiyat tekrar elde edilse de zaman asla geri gelmeyecektir. Genellikle iş sonrası, evde televizyon karşısında boşa geçirilen zamanlar, kitap okuyarak geçirilebilecek en verimli zamanlardır. Otobüs, tren, taksi ve uçakta seyahat ederken mecburen geçen boş zamanlar da kitap okuyarak değerlendirilebilir. Özellikle beklenen yerlerde kitap okumak, geçirilen zamanı hem zevkli hale getirecek hem de yeni bir şey daha öğrenmemize vesile olacaktır.
Kitap okumak hayal gücümüzü geliştirir.
Kitaplar sayesinde bazen uçan bir halıyla bilmediğimiz diyarlara yolculuk ederiz; yeni arkadaşlıklar kurarız. Bazen hüzünle, bazen neşeyle bu yeni arkadaşlara misafir oluruz. On beş dakikalık bir okumanın gideremeyeceği stres ve iç sıkıntısı yoktur.
Okurken tarih sayfalarında dolaşır; destanlara, zaferlere şahitlik ederiz. Geçmişin acı olaylarını değiştirmeye gücümüz yetmese de kitaplardan edindiğimiz tecrübelerle geleceğimizi inşa ederiz.
Kitap okuyan insan hayatı sorgular, zararlı akımlardan kolay kolay etkilenmez.
Popüler kültürün öznesi kalabalıklardan oluşur, kalabalık psikolojisi de sorgusuz sualsiz yeniliklere kapılıp gitmeye müsaittir. Bu da kültürü besleyecek unsurların önünü tıkar, gelişim durur. ‘Bilgiden mahrum kimseler hurafeye boğulur. Ancak bilginin olduğu yerde hurafeye yer yoktur.’ (Prof. Dr. Y. Fersahoğlu)
Eslem Caner
ilim_23@hotmail.com
www.hepsi10numara.com
Bir önceki yazımız olan İşitme Engelliler İçin 10 Öğüt başlıklı makalemizde engellilerde başarabilir, işitme engelli kendini nasıl geliştirebilir ve işitme engelliler için öneriler hakkında bilgiler verilmektedir.
bence 10 değil 10bin faydası var kitap okumanın
Haftada 70 sayfa okuyan aydA 140 sayfa mı okur
Ayda 300 sayfa diyor sanırım gözünüzden kaçmış
Sayfanızdan aldığım bilgiyi isim belirterek alıntı yapabilirmiyim
Bu gazetede makale yazıyorum kitap hakkındaki bilgileri alıntı yapa bilirmiyim saygılar
Tabi ki, yapabilirsin.
Neden cevap vermediniz beğendiğim için sayfanızdan yararlanmak istiyordum