Farabi
Farabi 870-950 yılları arasında yaşamış bir İslam bilgini ve düşünürüdür. Aristoteles’in felsefesini benimser. Evrenin özünün hava, toprak, su ve ateş olduğunu söyler. Bilimleri Fizik, Matematik ve Metafizik diye 3 bölüme ayırmıştır. “Âlem büyük insandır. İnsan küçük âlemdir” der. İnsan iyiyi kötüden ancak bilgiyle ayırır. Farabi’ye göre doğada boşluk yoktur. Farabi’nin bu görüşü ondan yüzyıllar sonra Bacon tarafından “Doğada bütün nesneler birbirinin devamıdır. Doğa boşluktan sakınır” diye yüzyıllar sonra bile teyit edilmiştir.
Biruni
Biruni 973-1048 yılları arasında yaşamıştır. Doymak bilmeyen bir öğrenme hırsına sahip öğrencilik yaşamıştır. Japonya ve Amerika kıtasının varlığını Kristof Kolomb’dan 5 asır önce haber vermiştir. Dünyanın yuvarlak ve dönmekte olduğunu, yer çekimini Newton’dan asırlar önce bulmuştur. Botanik ile ilgilenmiş, kuşlarla ilgili önemli araştırmalar yapmıştır. Dinler Tarihi ile ilgili önemli çalışmalara imza atmıştır. Ondan asırlar sonra “Karşılaştırmalı Dinler Tarihi ayrı bir bilim olarak kabul edilmiştir.
Hallac-ı Mansur
Hallac-ı Mansur 858-922 yılları arasında yaşamıştır. Cüneyd Bağdadi ile tanışınca susmasını ve onun insanlarla fazla konuşmamasını tavsiye etmişti. Geleneksel İslam’ın dışında bir felsefe geliştirmiş ve çağında büyük tepki ile karşılanmıştır. Enel Hakk’ı savunmuştur. Enel Hakk(Ben Hakkım) dediği için işkenceler ile öldürülmüştür. Bu İslam’ın gelenekselliği dışına çıkanlara en büyük gözdağı olmuştur.
İbni Sina
İbni Sina 980-1037 yılları arasında yaşamıştır. “Tıbbın Kanunu” kitabı yüzyıllarca Batıda ders kitabı olarak okutulmuştur. Newton’un “Eylemsizlik Prensibi” ne yakın bir durumu daha 11. Yüzyılda bulmuştur. O’nun bulduğu “ Güdülenmemiş Eğim” Batı’da İmpetus terimi ile karşılanmıştır. 5 ciltlik temel tıp kitabı yazmıştır. Kalp damar sistemi konusunda çalışmaları dikkat çekicidir.
Gazali
Gazali 1058-1111 yılları arasında yaşamış olan bir düşünürdür. “şüphe aklı götürür” görüşü ile “Descartes’e “Aklın bütün meseleleri kavrayamadığı” tezi ile Kant’a öncülük etmiştir. Duyuların kişiyi aldatabileceğini söylemiştir. “İhya-Iulummud’din” adlı eseri günümüzde bile defalarca basılarak insanları dün konusunda aydınlatmaya devam etmektedir. En çok eser veren ve üreten İslam Düşünürü olarak tanınmıştır.
İbni Rüşd
İbni Rüşd 1126-1198 yılları arasında yaşamış Gazali’nin aksine Aristo ve Platon’un düşüncelerini savunarak bunlara karşı çıkan Gazali’ye karşı çıkmış ve Aristo ve Platon’un savunmuş bir bilim adamı ve düşünürdür. Hatta bu konuda eserler yazarak tezini savunmuştur. Aristo’nun çok tesirinde kalmıştır. Her şeyin akıl ile anlaşılabileceğini öne sürdü. Fikirlerinin İslam dini esaslarına ters olması hoşnutsuzluk yaratmıştır. Tıp konusunda 16 eser yazan bir insandır. Çiçek hastalığının insan hayatında sadece 1 defa olabileceğini söylemiştir. Bu kitapları Avrupa’da ders kitabı olarak kabul edilmiştir. Akılcılığa çok önem veren bir filozof, düşünür olarak tanınmıştır.
Mevlana Celaleddin Rumi
Mevlana 1207-1273 yılları arasında yaşamış ve hayatının çoğunluğu Konya’da geçmiştir. Babası devrin en önemli olan alimlerinden birisi olan Bahaddin Veled olan Mevlana, babası ölünce onun yerine geçti. Devrin en ünlü alimlerinden dersler aldı. Şam ve Halep’te 6 yıl kaldı. Seyyid Burhaneddin babasının ölümünden sonra ona hocalık yapmıştır. Şems-i Tebrizi ile tanışması hayatının büyük oranda değişmesine sebep olmuştur. Şems bir kaybolup bir ortaya çıksa da sonunda ortadan Tamamen kayboldu. Oğlu Aleaddin ile arkadaşlarının kıskançlık sonucu Şems i öldürdüğü de söylenir. Şems ‘den sonra kendisini Sema ayinine verdi. Şems’ten sonra Selahattin Zerkubi ve dost oldu. Talebesi Hüsamettin Çelebi ile Mesnevisini hazırladı. Ölümünün düğün gecesi olarak anılmasını istedi. Mevlana bugün insanlığı aydınlatmaya devam ederken Türk Edebiyatına da ilham kaynağı olmaya devam etmektedir.
Hacı Bektaşı Veli
Hacı Bektaş 1209-1271 Yılları arasında yaşamıştır. Alevi Bektaşi anlayışının yaygınlaşmasına öncülük etmiştir. “Bektaşi tarikatının piridir”. “ İnsanoğlu bütün mahlukat ve mevcuttan kutsaldır .Tanrı insanı kamilin özünde ve yüreğindedir” görüşü Bektaşiliğin ana prensibidir. Bektaşiler şu 7 prensibe bağlıdır.1) İnsanlık 2) İyilik 3) Adalet 4) Hürriyet 5) Eşitlik 6) Çalışkanlık 7) İnsanlık aşkı . “Eline beline diline sahip ol” ve “Kadınlarınızı okutunuz, kadınlarını okutmayan millet yükselemez” bunlar Bektaşiliği en bilinen felsefesidir.
İbni Haldun
İbni Haldun 1372-1406 yılları arasında yaşamıştır. Bir çok devlet görevinde bulunmuş ve İftiralara, kıskançlıklara, sonrasında siyasi işlerden 47 yaşında soğuyarak bilgi birikimini paylaşmak için Mukaddimeyi yazmıştır. Ancak batının onu tanıması 5 asırı buldu. 19. Yy da ancak tanınmaya başladı. El Ezher’de dersler verdi. Kadıların kadısı olarak anıldı. Bölgenin maliki kadısı seçildi. İbni Haldun’un iktisadi, siyasi ve yönetim hakkındaki görüşleri bugün bile İktisat öğretisinde kullanılmaktadır.
Ömer Hayyam
Ömer Hayyam, 1048-1131 yılları arasında yaşamıştır. Zamanın tüm ilimlerini okumuş ve zamanın bilgini olarak ün salmış, daha sonraları ise bilginliğinden çok şairliği ile tanınmaya başlamıştır. Zamanın İslam Kültüründeki Hakim anlayıştan uzaklaşmış akıl yürütme yoluyla evreni anlamaya çalışmıştır. Ömer Hayyam gibi pek çok düşünür temel İslami görüşlerden uzaklaştıkların için sapkın olarak görülmüşlerdir. Ama o evreni sadece kendi aklı ile tanımaya çalışmış ve bu da toplumda yanlış anlaşılmış bir şair ve düşünürdür.
*
Turan Yalçın
www.turanyalcin.com
Bir önceki yazımız olan "Zaman" Kavramı Üzerine 10 Numara Bir Yazı başlıklı makalemizde zaman hakkında yazılar, zaman nedir ve zaman üzerine hakkında bilgiler verilmektedir.
iyi yardımınız dokundu
hımmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmm
doru erdeddddmmmmm
allahalla,
berbettt
Peki, neden?
Guzellll
Yunus emreyi düşünür olarak görmeyen düşüncesiz sana da bravo
Ne demiş yunus.
Yunus eğri büğrü söyleme
Seni sigaya çeken bir molla Kasım gelir. Siga:hiza sıra düzen demek.
Adam kendinden 100 yıl sonra şiiirlerinin şeriate aykırı olduğunu düşünerek nehir kenarında yakıp nehre atan Molla Kasım ‘ı bilmiş bak koskoca 100 yıl sonrasını biliyor.hikayede yunus emrenin şiirlerini şeriate aykırı olduğu gerekçesiyle Molla Kasım a getiriyorlar kadı ya bu da nehir kenarına gidip orada şiirleri okuyup sırayla şeriate aykırı olduklarını düşündüklerini yakıyor sırayla sonra Molla Kasım da o şiiirinin kendisiyle ilgili bölümünü okuyunca şok oluyor ve şiirlerin geri kalanına gözü gibi bakarak bu güne kadar gelmesine sebep oluyor.
Bence gayet güzel ama daha fazla konuda olmalı.vikipedi gibi