Zayıf kalmak için sadece diyetlere kendini vuranlardan mısınız? Ayşegül Kuşçu’nun bu eğlenceli yazısında zayıf kalmanın çok farklı yolları olduğunu göreceksiniz.
Ahbap bunun aslında tek yolu var;
Çeneni tutacaksın, çenesini tutamayan hiçbir yerini tutamaz net.
Almanın sonu olmadığı gibi, yemenin de sonu yok inan bana.
Yani sana sağlıklı beslenmenin ve sporun faydalarını anlatacağımı sanıyorsan yanıldığının resmidir.
Bendeniz ne diyetisyen ne de sporcuyum. Spor yapmayalı tam tamına yirmi yıl olmuş.
Geçen sene bir aletli pilates dersine gitmişliğim var. Ancak üç ders dayanabildim. Benim dünya para yandı gitti. Salon sporlarını sevemedim gitti. Geçenlerde spor bağımlısı olan arkadaşım zorla spor salonuna götürdü beni. Sadece on beş dakika katlanabildim. Ne o öyle, bütün aletleri sıralamışlar, güzel vücutlu kadın ve erkekler dip dibe spor yapıyorlar. Anladım ki kapalı alan ve kalabalık fobim var benim. Soyunma odası en fenasıydı.
Hemcinslerimin çırılçıplak salınması erkek olsaydım belki cennete düşmüş hissi verirdi belki ama hiç hoşlanmadım. Böylece,
Kural 1: Salon sporu yapmaya gerek yok. Fark ettim ki herkes bir yarışta. Oralara takılmak için spor kıyafetlerin olması lazım. Ne gerek? Onun yerine al evine bir koşu bandı, istediğin zamanda, istediğin kıyafetle çık üstüne. Oh mis. Hayır, bir de dünya para istiyorlar. Kardeş, ne malum benim iki sene sebat göstereceğim? Parayı bağlayacaklar akılları sıra. Öyle iki, üç aylık gidemiyorsun.
Kural 2: Yemekten hoşlandığın yiyeceklerin listesini yap. Misal en sevdiklerim çorba, salata, ızgara et, balık. Bunları yiyen biri ne kadar kilo alabilir sence? Ya da doyma kapasiten nedir?
Demem o ki; miden çöp kutusu değil. Küçültmek gerek. İşkembe muamelesi yapma. Bir tost, bir ayranla doyabiliyor musun mesela?
Kural 3: Depresyona gir. Şaka yapmıyorum, stres bende olmayan iştahımı iyice keser. Çiğnemek zulüm gelir. Kendimi yemekten olsa tıka basa tok hissederim. Tabi iştahın daha fazla artıyorsa, sen mutlu ol canım.
Kurak 4: Kahvaltı iştahı artırır. Kahvaltı etmek alışkanlığım pek yoktur, kahvedir en yakın sabah arkadaşım. Öğle yemeği hiç yemem. Bence öğlen yemeği çocukların yararına. Düzenli yeme alışkanlığı kilo aldırır. Akşam yemeklerini erken ve fakir edasıyla ye. Ne bileyim bir çorba ve salatayla geçiştir. Akşam altıdan sonra yeme. Acıkırsan uyu.
Kural 5: Artıkçı ol. Çocuğun varsa, tabakta kalanlarla geçin. Akşam sofrasına kurulma. Kurulurken ki keyfin, istediğin kıyafetlere giremediğinde yerini sevgisizliğe bırakacak.
Seçim yap, aş mı, aşk mı? En büyük keyfim o daracık pantolonların içine kolayca girebilmektir. Açlık da neymiş, peh.
Kural 5, 6, 7, 8, 9, 10 Yukarıda yazdıklarımın hepsi saçmalık ama aynen yaşamaktayım.
Son zamanlarda son derece pişmanım. Keşke daha akıllıca davransaydım ama iştahsızlık kısmına bir şey yapamam. Keşke düzenli spor yapaydım. Geç kalmış sayılmam, artık sabahları kahvemi kahvaltıdan sonra içmeye çabalıyorum. Öğlen yemeği yemem, ağırlık yapıyor, çalışamam. Sen de az ye. Akşamları da zorla da olsa yemeğe gayret ediyorum.
Yeşil çay ve su içiyorum bolca. Ya arkadaş su bile mideyi şişiriyor, gıcık oluyorum.
Mesela yazın hiç meyve yemem, sen muhakkak ye ama kışın bizim eve mandalina, portakal yetişmez, C vitamini hatırla. En sevdiğim yanım abur cubur sevmem. Aklıma bile gelmez. Sen de yeme. Öğünlerin arasında beş saat olsun ve acıkmadan yemek yeme.
Demem o ki, oldukça zayıf biri olarak sağlıklı zayıf değilim. Benim ki kof, açlıktan mütevellit zayıflık. Sıfır beden cinsinden, sporsuz olunca yaş ilerliyor tabi sarkmaya başlıyorsun. Niiiiii.
Bu sebeple parasız da spor yapabilirsin ama ihmal etme.
İşte böyle, artık sen kendine uygun olanını seçersin. Yeşil çayım da bitti, hadi eyvallah.
*
Ayşegül Kuşçu
aysegulkuscu2013@gmail.com
www.hepsi10numara.com
Bir önceki yazımız olan Bir Kadına Söylenebilecek En Güzel 10 Söz başlıklı makalemizde kadın erkek ilişkiler, kadınlar nasıl mutlu olur ve kadınları mutlu etmek hakkında bilgiler verilmektedir.
BAzı cümleleri kıymetli olarak kabul ederiz. Ama siz de kabul ediniz ki bu yazı bilimsellikten uzak ve sallama içeriklerle dolu bir açıklama gibi olmuş. Ya da halk ağzıyla konuşur gibi bir yazı kaleme alınmış. Bu usul de kötü değil tabii. Ama inandırıcılık açısından kabul görecek yönü belki ıskalanmış da denebilir mi?
Ali Yücel Beyefendi;
Siz benim yazımı okuduğunuza emin misiniz? Kimseye bir şey kanıtlama, ya da kimseyi inandırma gibi telaşım yok. Ayrıca bilimsel yazı neden yazayım, yazımda belirtmişim. Esprili bir yazıydı aslında kaldı ki çoğunda doğruluk payı da vardır. Her şeyi o kadar ciddiye almaktansa gülümsemeye ne dersiniz?