Breaking News

Okul Öncesi Çocuklar Hakkında 10 Önemli Bilgi

Okul Öncesi Dönem Kritik Dönemdir:

Okul öncesi dönemin “Kritik Dönem” olduğunu hatırlayarak bu dönemi iyi değerlendirin. Kritik gelişim dönemleri ile çocukların bazı gelişim dönemlerinde ve belli yaşlarda öğrenmeye ve gelişmeye karşı yüksek duyarlık göstermeleri ve daha eğilimli oldukları kast edilmektedir. Bu dönemlerde çevresel etkilere karşı da daha fazla açıktırlar. Bu dönemlerde düzenlenecek özel ve zengin öğrenme yaşantıları kazanma olasılıkları diğer dönemlere kıyasla daha fazladır. Aileler ve eğitimciler çocukların gelişimlerini üst düzeyde desteklemek istiyorlarsa, bu kritik gelişim dönemlerinde, çocukların belirli yaşantıları deneyimlemeleri için fırsatlar sunmalıdırlar. Bu kritik dönemlerinden biri de okul öncesi dönem denilen sıfır altı yaşlardır.

İlk Bir Yıl Kişilik Gelişiminin Temellerinin Atıldığı En Kritik Dönemdir: 

İnsan yavrusunun yaşamda tattığı  ilk olumlu duygu güven duygusudur. İlk bir yılda bebeğinizle olan etkileşiminiz, bebeğinizde güven duygusunun yerleşip yerleşmeyeceğini belirleyecektir. Temel güven duygusunun iki yönü vardır. İlki bebeğin içinde bulunduğu ama henüz yabancı olduğu yeni dünyaya, çevresine dair güven, ikincisi de çevresine ilişkin güven temelli bir algı sonucu kendi varlığını değerli bulmaktır. Beslenme, bakım, sağlık koşullarının oluşturulmasına ek olarak ilgi, içten bir sevgi ve şefkat gösterilme ihtiyaçlarının da karşılanması önemlidir. Fizyolojik gereksinmelerinin karşılanmasına zaman ve miktar ayarlaması mühimdir; ne aceleyle ne tehirli, ne eksik ne fazla, sadece zamanında ve yeterince karşılanması gerekir.

 

İlk Üç Yılda Bağımsız Davranışlarını Destekleyin:

Anne babalar ve eğitimciler bir-üç yaş aralığındaki çocukların aileleri ve eğitimcileri girişimci davranışları karşısında kısıtlayıcı bir tutum sergilerlerse ya da eylemlerinden dolayı ceza yolunu izlerlerse (ki azarlamak, ayıplamak, sözel ya da beden diliyle reddetme davranışları da cezaya girmektedir) çocuklar düşüncelerinin, tasarımlarının yetişkinler tarafından onaylanmayacağından kuşkuya kapılırlar. Zamanla bu kuşku tamamen kendi benliğine yönelir, çocuk ilerleyen yıllarda kendi yeteneklerinden, becerilerinden, ve zekasından kuşku duyan, kendinden memnuniyet duymayan bir bireye dönüşür.Yetişkinlerce her yapmaya niyetlendiği eylemi sınırlandırılan çocuk, çok geçmeden davranışlarının yanlış olarak değerlendirileceği endişesi ile utanç duyguları geliştirecek ve kişilik gelişimi örselenecektir. Bu döneme ilişkin bilinmesi gereken temel konu, çocukların bağımsız davranma isteklerinin onların temel bir gelişimsel ihtiyacıdır. Çocuklara kendi eylemelerini kendisinin kontrol edebilmesini öğretmelidirler. Bu da ancak özgür ortamları sunmaları durumunda gerçekleşir.

İlk Üç Yılda Abartılı Bir Koruyucu Tutumdan Uzak Durun:

Abartılı ve orantısız bir koruyuculuk göstermek çocuğun kendi yeteneğini kullanarak yapabileceklerini onun adına yapmaktır ve bu nedenle  sakıncalıdır. Çocuğun yapabileceği bir işi onun yerine yapmak çocuğun yeteneklerini ve becerilerini  reddetmekten başka bir şey değildir. Çocuğa böyle bir tavırla verilen mesaj “sen bunu başaramayacak-gerçekleştiremeyecek kadar zayıfsın, benim gibi güçlü birinin yardımına muhtaçsın, aciz, beceriksiz ve  yeteneksizsin” anlamına gelir.  Bu durumun bir bedeli vardır ki yetişkinlik yıllarında bağımsız ve özerk davranamayan bir birey olması ve kendi gücüne güvenemeyen yetersiz bir kişilik geliştirmesidir.

Dört-Altı Yaşlarında Seçim Yapabilme Ve Karar Verme Becerisi Kazanmasını Destekleyin:

Çocuklar doğaları gereği meraklıdırlar ve her şeyi kendi başlarına keşfetmek, deneyimlemek isterler. Kendi seçtikleri etkinliklerin peşine düşmek en büyük keyifleridir. Bu dönemde çocuğun özgür seçimler yapmasına ve bunları gerçekleştirmesine izin verilmelidir. Girişimci çabaları desteklenmeli, kendi kararlarını uygulama istekleri kısıtlanmamalıdır.  Aksi takdirde derin suçluluk hisleri kişiliğine yerleşecektir. Çocukların insan doğasının bir parçası olan cinsellikle ilgili merak ve ilgilerinde de artış olur ve yetişkinler cinsellikle ilgili soru yağmuruna tutulur. Bu tür sorular geçiştirilir ya da ayıplanır, azarlanırsa çocukta yine suçluluk hisleri yaşanacaktır. Çocuğunuzun yetişkinlikte,  katı ve  baskıcı kişilik yapısına  sahip olmasını, kendisini ve çevresini mutsuz etmesini istemiyorsanız, ona bu yaşlarda cinsellikle ilgili olumsuz aktarımlarda bulunmayın.

Özdenetim Sahibi Olmaları İçin Çabalayın: Başkalarına karşı saygılı vedemokratik bireylerden oluşmuş bir toplum için özdenetim konusu önemlidir. Vereceğimiz eğitim çocuğun kendi kendini denetlemesine olanak tanımalıdır. Bunun için de çocuğun çok erken yaşlardan başlayarak seçimlerde bulunabilmesi  ve yaptığı seçimlerin sonucuna katlanmayı öğretmemiz gerekir. Sürekli dıştan denetlenen bireylerde hiçbir kalıcı davranış özelliği yerleşmez. Çocuklar kendi sorumluluklarının farkına erken yaşlarda varmalılar. Kendilerini denetleyebilecek özellikler kazandırılmalıdır; gerektiğinde isteklerini erteleme, fedakarlık yapabilme, bir işe başlamak için içsel bir güdülenmişlik, bir işi sonuçlandırma, sebat ve sabır gösterebilme bunlardan bir kaçıdır.

Yetişkinin Desteği, Rehberliği Ve Güven Verici Yakınlık:  Çocuğa her yaşta yapabilecekleri konusunda özgürlük tanımak (kendisine ve çevresine zarar vermemeyi, güvenli yaşamı da öğreterek) uygun yer ve zamanda doğru bir yaklaşımla gerek duyulduğunda sınırları da öğretmek gerekir. Yaş ve gelişim düzeyine uygun sorumluluk vermek yerinde olur. Eğer bu, okulöncesi dönemde başlatılmazsa, çocuğun daha sonradan özgürlükler, sınırlılıklar ve sorumluluklar arasındaki dengeyi kurabilmesi, özdenetim geliştirmesi zorlaşır. Bu nedenle, çocuğu yakından tanıyan, onu anlayan ve ona kendi yeterlikleri ile sınırlılıklarını tanıma konusunda destek veren yetişkine ihtiyaç vardır.

Çocuklar Görerek Öğrenirler: Sözcüklerin anlam ve işlevi çocuklar için  yetişkin dünyasında olduğu gibi değildir. Küçük çocuklara bir şey öğretmek istediğimizde sadece sözel bir anlatım eksik kalır. Sözcüklerin yanında beden dilimizi de kullanmak ayrıca kendi davranışlarımızla onlara model olmak gerekir.  Küçük çocuklar öğrenirken bütün duyularını işin içine katarlar. Bu nedenle onlar için hazırlayacağımız eğitim ortamlarında beş duyuya hitap edecek etkinlikler planlamak uygun olacaktır.

Olumlu Benlik  Gelişimini Sağlayın: “Benlik Algısı” bireyin kendi becerileri, yetenekleri, davranışları ve kişilik özellikleri hakkındaki algılarının bütünü, kendisi hakkındaki imajıdır. Bireyin kendi varlığı hakkında olumlu yargı ve izlenimlere sahip olması olumlu tutum ve davranışlar kazanmasını sağlarken aşırı kısıtlayıcı  bir dünya kendisini bir türlü sevemeyen insanların yetişmesine sebep olur. Kendi kişisel varlığını sevemeyen bireylerin kendini gerçekleştirme şansı olmaz. Benlik kavramı, çocukla etkileşimde olan kişilerin çocuk hakkındaki geri bildirimleri ve değerlendirmeleri ile şekillenir. Çocukla ilgilenen herkes bu önemli rolün getirdiği sorumluluğu taşımalıdır.

Koşulsuz Saygı İhtiyacını Karşılayın:

Hepimizin sadece var olduğumuz için değerli ve özel bulunmaya ihtiyacımız vardır. Salt varlığımıza değil de sahip olduklarımızdan dolayı itibar görmemiz bizi incitir. Başarı, güzellik, zenginlik, zeka, statü, sahibi olduğumuz için değil de sadece özvarlığımızdan dolayı kabul görmek isteriz. Bir bireyin sadece iyi ve istendik özelliklerinden, sahip olduğu iyi şeyler yüzünden kabul görmesi söz konusu varsıllıkları yitirdiğinde reddedilmesi anlamına gelecektir. Böyle şartlara ve sahip olduklarımıza göre değişen tekinsiz bir dünya hepimizi korkutur. Kişi yanlış davrandığında da çevresi tarafından sevilip kabul edileceği bilgisine yürekten inanmalıdır. Çocuklarımız yanlış davrandığında varlığını reddetmek koşullu saygıdır. Oysa koşulsuz saygı, “BİR BİREYİN DİĞERİNİN DAVRANIŞLARININ NASIL OLDUĞUNU DİKKATE ALMAKSIZIN, ONU SALT İNSAN OLDUĞU İÇİN KABUL ETME VE DEĞERLİ BULMA VE BUNU ONA İLETmek hissettirmektir” .

Nilgün Güler

Çocuk Gelişimi Uzmanı / Üsküdar Üniversitesi

www.Hepsi10Numara.com

Bir önceki yazımız olan Çocuk Eğitimde 10 Yanlış Davranış başlıklı makalemizde çocuk eğitimdeki sorunlar, çocuk eğitimi ve çocuk eğitimindeki yanlışlar hakkında bilgiler verilmektedir.

Share

4 thoughts on “Okul Öncesi Çocuklar Hakkında 10 Önemli Bilgi

  1. Yakında baba olacağım, şimdiden bu tür yazıları okuyorum. Bana çok yol gösterdi, teşekkür ediyorum hazırlayan herkese.

Sevgi için bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir