Breaking News

10 Güzel Adam

Bazı insanlar vardır baştan aşağı çiçeklerle dolu bir bahçe gibidir. Gönüllerinde, ruhlarında bir güzellik ile doğmuşlardır.

Doğmakla kalmazlar aynı zamanda bu güzellikle yaşarlar.

Kırdıkları bir gönül bulamazsınız.

Kem gözle bakmazlar, çirkin sözle konuşmazlar.

Şiir gibi yaşarlar, roman gibi anlatılırlar.

İşte burada bu insanlardan 10 tanesini size anlatmaya çalışacağım. Gönlümün 10 güzel adamını.

Nurettin Durman

O’nun güzelliğinin size aksetmesi için yanında olmanıza gerek yok. Nurettin Durman ismini görmeniz bile içinizde sıcacık bir esintinin, yürek coğrafyanızda gezindiğini hissetmenize yeter de artar bile. Öylesine güzel bir adamdır.

Endülüs edebiyat dergisini ilk hazırladığım zamanlarda tanımıştım onu. Berber dükkânında saçları, şiir dükkânında kelimeleri düzeltiyordu.

İyi şair olması iyi berber olmasına mani bir durumda da değildi hani, saç modelim için aldığım tebriklerin çoğu onun narin ellerinin ürünüdür.

Aynı zamanda benim tanıdığım ilk sakallı şairdi. Sakallı şair diye bir tanımın olup olamayacağını başka bir yazının konusu yapıp sevgili Nurettin Durman‘a geri dönersek, son olarak şunları söylemek lazım:

Nurettin Durman o kadar güzel bir adamdır ki, destek verdiği gençler, saygı duyarak yazdığı okurlar, yaşatmak için uğraştığı dergiler, aşkla yazdığı şiirler ve Beylerbeyindeki çınarının altında demlediği güzel çaylar, ettiği güzel sohbetler ile kalbimizin tam orta yerinde güzel bir adam olarak yer etmiştir.

 

Sadık Yalsızuçanlar

Sadık Yalsızuçanlar benim için Sadık abidir. Muhtemelen birçokları içinde öyledir. Neden abidir? Çünkü çayınıza kattığınız şekerden daha şeker bir adamdır. Onunla tanıştıktan beş dakika sonra kendinizden şüphe edersiniz. Acaba ben bu adamla aynı evde mi yaşadım, birlikte mi çalıştım, askerlik mi yaptım, diye düşünmeden edemezsiniz. O kadar samimi, o kadar içtendir.

Tabi ki güzel adam olması sadece bu nedenle değil. Durmadan kafa patlatan, durmadan ‘daha iyi’nin peşinde koşan bir adamdır. Çok okur, çok düşünür, çok yazar ve çok kahve içer. Ona kahve rüşveti vererek her işinizi yaptırabilirsiniz.

Kendisini tanımam ta ‘Gerçeği İnciten Papağan’ zamanlarında olmuştu. 90’lı yıllar ve ben tıfıl bir ODTÜ’lü olarak onun güzelliklerini bol bol içime çekmiştim.

Sadık Yalsızuçanlar yazdığı gibi büyülü yaşayan bir adam olması hasebiyle güzel adamdır. Üstüne güzel kalbi için bir daha güzel adamdır.

 

İbrahim Tenekeci

İbrahim Tenekeci şöyle güzel şair, böyle güzel yazar gibi laflar etmeyeceğim burada. Zaten o bu yazının konusu değil. Ben de zaten İbrahim Tenekeci‘yi yıllar önce ilk tanıdığım günlerde, döşemecilik yapmaktan geldiği için parçalanmış, yaralanmış eliyle zor tutuğu kurşun kalemiyle şiir düzeltmeye çalışırken, bir yanda da büyük hayaller kurduğu için, yüksel ideallere sahip olduğu için severim. Bu idealleri uğruna siyaset mecralarının gazetelerinde dahi yazmayı göze almış, hayatının her döneminde ideal ve hedef adamı olmaya çalışmıştır.

Yazmayı ve şiiri çok ciddiye alması ayrı bir takdire şayanlık durumdur. Onun kadar şiire emek veren ikinci bir şair tanımadım. Onun bir şiirine harcadığı zamanda benim on şiir yazmış olmam muhtemeldir ki, bu benim için artı değil bilakis eksi bir durumdur, itiraf edeyim yeri gelmişken.

Velhasıl, edebiyat dünyasında sevenleri giderek artıyor İbrahim Tenekeci‘nin. Ama onu iyi imgeleri için seven okurlarının yanında adamlığı için seven birçok dostu da vardır. Onlardan sebep ki İbrahim Tenekeci güzel adamdır.

 

Nejat Aday

Onu okurlar Nejat Turhan adıyla bilirler. Türk öykücülüğünün en yetenekli isimlerinden biridir. Aynı zamanda avukat aynı zamanda sigara müdavimidir. Tek bir hikâye kitabıyla okurunun kalbini kazanmış, sonra bir roman çalışması yapmıştır. Romanda yayıncı kahraman olarak benden esinlendiğini itiraf etmiş, karşılığında benden 1 kutu Duty Free sigara kazanmıştır.

Nejat Aday‘ın burada kısaca anlatamayacağım kadar enteresan bir zekâsı vardır. Eğer avukatlık ayağına pranga olmasa edebiyat dünyasını sallayacak kitaplara imza atacak bir yazar olması işten bile değildi. Zira yazdığı romanda edebiyat, felsefe, tarih, metafizik hepsi bir arada inanılmaz bir kombinasyon halinde okurun kafasını zonklatıyordu. Farkı kültürlerde yaşadığı için onun da avantajını çok iyi kullanıyordu. Kafasının zehir gibi çalıştığını yazdığı Öküzler Kitabı‘ndan da anlamak mümkündür.

Hâsılı Nejat Aday‘ı çok yazan bir adam olarak göremiyoruz artık, ama bu ilerde yazmayacak anlamına gelmiyor. Zaten onun güzel adamlığı yazmasından da değil, sahiciliğinden, harbiliğindendir.

 

Hüseyin Akın

Hüseyin Akın için lafa şöyle başlamak lazım: Okyanusu doldurmaya çalışan ırmak. Neden derseniz Hüseyin Akın‘ın bereketli kalemi hiç durmaz. Bir yandan şiir yazar, bir yandan düşünce yazıları yazar, tahliller yapar, incelemeler kaleme alır. Yayınlanmış kitaplarından çok hazır ettiği kitapları vardır. Hele okurlar pek bilmez, şehirler üzerine hazırladığı dosyalar vardır ki, enfestir.

Hüseyin Akın‘la uzun süreli dergicilik maceram oldu. Yayıncılık pratikliğini kazanma adına ondan bayağı etkilenmiş olmalıyım ki, onun gibi ‘tamam, hadi şöyle olsun, bunu da böyle yapalım’ cümlelerini çok kurarım.

Hüseyin Akın burada zikrettiğim isimlerle birlikte şiir bayrağını yere düşürmemek için çok emek vermiş bir adamdır. Necip Fazıl, Sezai Karakoç, Cahit Zarifoğlu gibi isimlerin gündeme gelmesi, okunması için çok çaba harcayan genç ve inançlı şair – yazar grubundandır. Bu ve daha birçok nedenle ki güzel bir adamdır.

 

 

Ahmet Yalçınkaya

Ahmet Yalçınkaya’yı burada nasıl anlatırım bilemiyorum. Az çok dünyayı dolaşmışlığım, binlerce adamla tanışmışlığım var. Ama ikinci bir Ahmet Yalçınkaya bulabildin mi, diye soracak olursanız, cevabım: Hayır!

İsmini duymamış olmayabilirsiniz. Bu sizin kabahatiniz değil Ahmet abinin kabahatidir önce onu söyleyeyim. Neden derseniz, bir adam bu kadar yetenekli, bu kadar becerikli, bu kadar uzmanlık alanına sahip olur da, bu kadar da mütevazı olur mu? Olur, olursa da adı Ahmet Yalçınkaya olur.

Öncelikle şairdir, iyi şiir yazar. Çevirmendir, iyi şiir çevirir. 10’dan fazla dili şiir çevirisi yapacak kadar iyi bilir. Ona bilmediği bir dilden ve iyi bir şiirden bahsedin üç ay sonra size çevirilerini yapıp getirir. Bunu nasıl yaptığını bana sormayın, en ufak bir fikrim yok maalesef.

Daha iş, okul ve farklı alanlarda yaptığı bir sürü başarılı işten bahsedebilirim ama yerimiz az. Tüm bunlara rağmen mütevaziliği elden bırakmadığı, vefanın bir semtin adı değil kalbin ve dostluğun adı olduğunu hep hatırlattığı için çok güzel bir adamdır.

 

Şeref Akbaba

Şeref Akbaba’nın soyadının A’sı Ay Vakti’nin A’sıdır. Vaktin adamıdır. İyi vakitlerin geleceğine inanır ve bunun için çalışır. Ağır adam duruşu diye bir duruş biçimi sözlüklerde var mı bilmiyorum. Ama yoksa alalım Şeref Akbaba duruşunu, koyalım sözlüğe, TDK bile bu işe uygundur deyip amenna eder.

Kendisi şu edebiyat ve kültür sevdalısı olmaktan bıkıp makam mevki sevdasına geçiş yapsaydı emin olun şu an her gün TV ekranına çıkan siyaset aktörlerinden biri olabilirdi. Ama bir dergiyi yönetmek onun için ülkeyi yönetmekten daha değerlidir.

Haklıdır da, ülkeyi yönetenler verginin, kdvnin, yolun, suyun, biraz da cebin doldurulmasına kafa yorarken Şeref Akbaba gönül ülkelerinin dirilişine kafa yorar, bıkmaz, yorulmaz, bu yüzden de harbi bir güzel adamdır.

 

Jan Devrim 

Duymayanlar ilk başta Jan Devrim’in takma bir isim olduğunu sanabilirler, ben de öyle sanmıştım. Sonra kimliğini gösterince anladım ki adamın adı harbiden bu. Sonra iri cüssesine bakıp ‘Bu adam mı o naif ve içli hikâyeleri yazıyor?’ diye aklınızdan geçirebilirsiniz.  Üsküdar’daki o meşhur çingene sokağında evinde beraber kaldığımız gecelerde bizzat yazdığına şahit olduğum için gönül rahatlığıyla diyebilirim: Evet bu!

Jan Devrim iyi kalemi olan, kelimeleri çok doğal kullanan bir öykücüdür. Onun hikayelerini okurken farkında olmadan olaya, zamana, mekana dâhil olursunuz. Kafanızı kaldırdığınızda nerde olduğunuzun farkına varmanız için iyice bir silkelenip kendinize gelmeniz gerekir.

Kendisi de aynı doğallıkta yaşayan, az ama öz yazan, durmadan kendini geliştiren güzel bir adam olup bu güzel adamlar arasında olmayı anasının ak sütü gibi hak etmiştir.

 

metin-ünlü

Metin Ünlü

Bazı insanlar vardır, duruşuyla şiir yazar. Kelimelere ihtiyacı olmaz. Metin Ünlü benim için tam böyle bir güzel insandır.

Uzun zaman önce Cengiz Cantürk ile Sadabad gazetesini çıkartırken dostluğu ilerletmiş ve efendiliğini, güzel duruşunu çok sevmiştim. Beraber yediğimiz yemeklerin tadından çok onun bir şiir tadındaki sohbetleri damağımda şimdi.

Metin Ünlü ilginçtir. İlk başlarda kendini pek ele vermese de zamanla içindeki ince bilgeliği yakalayabilirsiniz. Mesafesi hep aynıdır, yakınlaşmak ancak gönüllerde olur. Arapça bilgisi sayesinde İslam coğrafyasını çok iyi bilir. Dünyanın gidişatı üzerine ettiği her laf dinlenilmeye değerdir.

Uzatmayalım, Metin Ünlü bu özelliklerinin üstünde rikkatli, içli, hisli bir adamdır. Güzel adam olmasında bunların çok ama çok etkisi vardır.

 

Recep Garip

Recep Garip kendini şair, ressam, edebiyatçı, az buçuk da siyaset adamı olarak tanımlasa da benim gönlüm çalışkan bir hayalci demekten yana.

Hayal kurar, şu olur mu der, sonra olur der, sonra peşinden gider.

Belediyecilik ve milletvekilliği dönemlerinde bir sürü kütüphaneye, bilgi evine, Sezai Karakoç, Cahit Zarifoğlu, Akif İnan gibi değerlerimizin isimlerini vermesi, onlarla ilgili programlar, etkinlik yapması ne kadar vefalı bir dost olduğunun da göstergesidir. Bakmayın şimdi her köşede bu isimlerin dile getirilmesine, 10 yıl önce kimse ağzına almıyordu bu değerleri.

Recep Garip kadirşinaslığıyla güzel bir adamdır, şiirini, resmini beğenin beğenmeyin ama adamlığı iyidir. Dostluk fabrikasıdır, güzel adamdır.

*

 

Şimdi bana birçok sevgili dostum ‘Biz niye burada yokuz, diyebilir.’  Haklılarda, çünkü o kadar çok değerli ve kıymetli dostlar var ki, bu listeyi en kısa zamanda 100’e çıkartmam lazım. Belki de bir kitap olur bilemiyorum ama kalbimin ve kalemimin yaz dediği ilk 10 kişi bunlar oldu.

Buradaki isimlere bir torpil falan geçtiğim yok, aslında çoğu ile şu an ayrı kıtalarda bulunmamız itibariyle görüşemiyorum da. Ama uzaklık nedir ki, madem gönül var, madem gönül uzakları yakın eder, o zaman tüm dostlara selam olsun.

 

Adem Özbay

ademozbaya@gmail.com

 www.Hepsi10Numara.com


 

Bir önceki yazımız olan 10 Numara Hayat! başlıklı makalemizde 10 numara hayat, elif atlı ve hayat üzerine hakkında bilgiler verilmektedir.

Share

3 thoughts on “10 Güzel Adam

  1. çok güzel, ne güzel dostlar biriktirmişsiniz… şiir gibi yaşarlar, roman gibi anlatılırlar…

  2. Bence de hepsi çok güzel adamlar bunlar, ayrıca yazan Adem bey de güzel adamdır, bilirim,

  3. Adaşım Sadık beyle bir kitap fuarında tanıştım, aynen Adem beyin dediği gibi 2 dakkada dost olduk,

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir