O EN BÜYÜK PAYLAŞIMCI / Orhan Gencebay
“O en büyük paylaşımcı. “O’nun yüce adaletiyle insanlık çok farklı yerlere geldi. Ben Yaradan’a bütün varlığımla kayıtsız şartsız teslim olduysam tabi ki en büyük rol, Peygamberimizin öğretilerinindir. Çünkü Peygamberimiz kendisinde olan bütün güzellikleri bize nakletmeye çalıştı. Biz O’nun değerini yeterince bilmiyoruz. O’nu çok eksik tanıyoruz, yeterince hissedemiyoruz. Bir gün daha iyi olacağımıza inanıyorum. Her yıl O’nu Kutlu Doğum Haftası adı altında anmak çok büyük bir onur. O’na bu saygıyı göstermek harika. Ne mutlu bize. En büyük saygımız ve sevgimizle O’nu yâd ediyoruz.”
ALLAH, MİLYONLARIN İÇİNDEN O’NU SEÇTİ / Hülya Koçyiğit
“O’na Kuran-ı Kerim gibi bir kitap indirilmiş. Kuran-ı Kerim’de, iyi huylu insan olma, farklı fikirleri dinleme, öğrenmeye açık olmak ve herkesi eşit olduğunu unutmamak tavsiye ediliyor. Hepimiz Allah’ın huzurunda eşitiz. İnsana yakışan; kibir değil onur, haysiyet ve şereftir. Bunları bize öğreten gönüller sultanına şükranlarımı sunuyorum. Keşke bütün dünya Müslümanlığı daha iyi tanısa. Keşke Müslümanlar da Müslümanlıklarını Kuran-ı Kerim’de olduğu gibi yaşasa.”
O’NUN SÖYLEDİKLERİN, DOĞRU ANLAYABİLMELİYİZ / Gökhan Kırdar
“Yaşadığımız dönem, insanların kendi akıllarını ve kalplerini kullanarak Allah’la birebir ilişki kurması gereken bir zamandır. Hak peygamber olarak Hz Muhammed (SAV), insanlık adına hiçbir ırk gözetmeksizin çok önemli mesajlar vermiştir. O’nun söylediklerini doğru anlayabilmek önemli. Bu dönemde, genç arkadaşlarıma mantıkları ve akıllarının yatmadığı hiç bir şeye yaklaşmamalarını tavsiye ediyorum. Mantık ve akıl dini olan İslam’ı doğru anlamalarını tavsiye ediyorum.”
ÇAĞININ EN BÜYÜK DEVRİMCİSİ / Ekmel Ali Okur
Kuranda ki Hz. Muhammet, namazlı, oruçlu, zekatlı, haclı, Kabe’ye hizmetler veren, oldukça misafirperver, Allah’ı zikreden, fistanlı, sarıklı, sakallı, vs. bir toplumun, bir dindar toplumun içinden çıktı. Onlara ilk kez duydukları kavramlarla değil, hemen hep bildikleri kavramla hitap etti.. Üstelik Kuran dışı malümatlarda sözü edildiği gibi bilenen heykellere(put) değil aynen bu gün de olduğu gibi sadece atalarının ve kendilerinin uydurduğu soyut-somut/ ölü-dir insan) putlara tapınan, kendilerini her zaman ve her yerde “müslüman, mümin” olarak ifade eden, müşrik (onlar kendilerine müşrik demiyorlardı) dindarlara muhatap oldu.. Bu dindarların yani müşriklerin, yani kendilerini somut put (heykel) kırıcı, Hz. ibrahime ve Hz. İsmaile izafe eden, bu güruhun Hz. Muhammet’le en büyük sorunları, Allah’ın yeryüzündeki bütün bir canlılar için yaratmış olduğu nimetleri ( ekonomik imkanları) paylaşmaya yanaşmıyorlardı.. İşte sırf bunun için, Hz. Muhammed’e karşı amansız bir husumet duyup varlığına yani mesajlarına tahammül edemiyorlardı. Âmâ O hep uyuyan, uyuşmuş vicdanlara seslendi. Her doğanın ölüme doğduğunu, öteye Yargı Gününe ayarlı yaşanmayı, hiç kimsenin diğerinden bir üstünlüğü olmayacağını, yeryüzünde varolan nimetlerin ihtiyaçlara göre paylaşılmayı, ortalıkta dolaşıp duran gel-geç iplere değil, salt Allah’ın kopmaz ipi olan Kurana topluca sarılmayı istiyor ve salt bu gerçeğe çağırıyordu.. O ilk sure “alak”la herkesin kendi aklını kendi kullanıp bilgelik üzre yaşamayı, kitaplı ve kalemli örgütlü bir toplum olmayı, “maun suresiyle”, yok-yoksulları görüp gözetmeyi, “Fatiha suresiyle de”, Allahtan başka şefaatcıların olmayacağı, 45/6, dinde biricik kaynağın, ölçünün Kuran olduğu, halkların karanlıktan aydınlığa, zorluktan kolaylığa çıkmaları ve bütün bir yer yüzünün esenlik yurdu olması için mücadele çağırmıştır.. Velhasıl.. O kendi çağının en büyük, örnek, bir dava adamıydı, bir büyük devrimciydi…
O’NUN DÜSTURUNA VE ÖLÇÜLERİNE İHTİYACIMIZ VAR / Atalay Demirci
“Hayatını okuduğumda en çok etkilendiğim şeylerden birisi senelerce O’na hizmet eden Enes Bin Malik oldu. “Bana bir kez bile ‘Bunu neden böyle yaptın neden böyle yapmadın’ demedi.” diyor. Bence bu düstur ve üslup hepimize örnek olmalı. Gençler Efendimizin hayatını bütün ayrıntısıyla en az bir defa okumalılar. Kendi hayatlarını biraz daha düzenli yaşama adına özellikle. Çünkü bizim Efendimizin düsturuna ve ölçülerine ihtiyacımız var. Önce bunu fark etmeli ve fark ettirmeliyiz.”
O, DOĞRULUĞUN GÜCÜNE İNANMIŞTIR / Senai Demirci
Peygamberin (SAV) evvela doğruluk ve dürüstlüğün timsali olduğunu ifade etti. Demirci, duygularını şu sözlerle aktardı: “Hangi şartta olursa olsun bedeli ne olursa olsun kesinlikle O’nun dünyasında yalan yoktur. Sözün gücüne dayanmıştır. İktidar, kuvvet ve zorbalıkla kendi fikrini benimsetmeye kalkmamıştır. O, sözün doğrusunun her zaman galip geleceğine inanmıştır. Bir takım ‘çağdaşlar’ gibi ırkçılık yapmamış kavmiyetçiliğe başvurmamış, kardeşliği kan bağına dayandırmamıştır. Bizim üstünlüğümüz imanımıza dayanır. O’nun Veda hutbesinde Arap’ın Acem’e üstünlüğü yoktur sözünü, delikanlı gençler olarak aynen devam ettirmeliyiz. ‘Türk’ün Türk olamayana bir üstünlüğü yoktur.’
SEVDİĞİMİZ KADAR ANLAYAMADIK / Adem Özbay
Peygamber, dünyada en çok sevilen ama en az anlaşılan insandır bana göre. Sevgi, merhamet, yardımlaşma, adalet ilkeleri üzerine bina ettiği muhteşem din henüz tam olarak anlaşılamamıştır. Gerek Müslümanlar gerekse dünya insanlığı, o büyük devrimci liderin ilkelerini tam olarak anlayabilse ve yaşayabilse, dünyanın yüzünün değişmesi kesindir. O’nun kadar sevgiyi öncelleyen, merhameti yücelten, adaleti önemseyen bir lider olmamıştır. Diğer tüm liderler bir yönü ile tarih sahnesinde rollerini tamamlamışken, O’nun bitmez rolü insanlığın önünde bir ışık olarak parlamaya devam etmektedir. O’nu sevdiğimiz kadar da anlamaya çalışalım. Gerçek sevmek de budur zannımca.
O, GÜZEL AHLAKI EN GÜZEL ŞEKİLDE ANLATMIŞTIR / İnci Ertuğrul,
“Peygamber Efendimiz (SAV) bir kere söylediği her şey doğrudur. Sonra güzel ahlakı ki bütün insanlara anlatmaya çalıştığı, yaymaya çalıştığı şey de bu. Bütün yaşamı boyunca da bunu en güzel şekilde insanlığa göstermiştir. Kimseyi diğerinden ayırmadan onlara eşit bir şekilde davranarak o sevgiyi herkesle paylaşmıştır. Çocuğuyla, genciyle etrafındaki herkese onların anlayabileceği bir şekilde bu özelliklerini göstermiş ve yaymakta olduğu dinin temsilcisi olarak da yaşamının her anında bunu belli etmiş bir değerdir Peygamber Efendimiz (SAV).”
O ÇÖLE İNEN NURDAN BAŞKASI DEĞİL / Nurullah Genç
“Eğer bir insan hiçbir önyargıya sapmadan insanlığın geçmişinden bugüne kadar yaşanmış olan bütün hadiseleri izleyerek Hazreti Peygamber’in (s.a.v.) hayatına hakkaniyetle yaklaşırsa, yaptıklarını değerlendirirse, ulaşacağı sonuç gerçek nurdan, sonsuz nurdan, çöle inen nurdan başkası olmaz. O’nu adil bir şekilde değerlendirdiğinizde, hakkaniyetli bir şekilde değerlendirdiğinizde ne düşünürsünüz? İşte onun için efendiler efendisidir, onun için kâinatın gülüdür. Bu nedenle sonsuz nuru temsil eder. Bu yüzden onun vasıtasıyla cenabı hakka ulaşmaya çalışırız. Kendimi döndüğümde bu kadar aciz, ona döndüğümde bu kadar ihtişamlı.”
SIRADAN DEĞİLDİ AMA SIRADAN İNSANLAR GİBİ YAŞADI / Ahmet Turan Alkan
Bir gün kendisinden yaşça küçük bir dostunun omuzlarından tutarak şöyle demişti: “Sen dünyada garip bir kimse yahut bir yolcu gibi ol!”
Her zaman hüzünlü ve mütebessim bir hâletle dururdu. Fakirlerle birlikte yerdi; öyle ki onlardan ayırt edilemezdi. Yemek seçmez, önüne ne konulursa yerdi. Sade kıyafetler giyer, gösterişten hoşlanmazdı. Konuşurken yüzünü başka tarafa çevirmez, bulunduğu mecliste ayrıcalıklı bir yere oturmazdı. Sabahları evinden çıkarken şöyle derdi: “İlâhî, doğru yoldan sapmaktan ve saptırılmaktan, kanmaktan ve kandırılmaktan, haksızlık etmekten ve haksızlığa uğramaktan, saygısızlık etmekten ve saygısızlık edilmekten sana sığınırım.” Sıradan değildi; ama sıradan insanlar gibi yaşadı.
*
Adem Suad
ademsuad@gmail.com
Bir önceki yazımız olan Vazgeçişin Adıdır Yusuf başlıklı makalemizde en ünlü peygamberler, kıssa yusuf ve kurandaki peygamberler hakkında bilgiler verilmektedir.