Yaratılanların içinde en güzeli, en üstünü kılmamış mıydı bizi Yüce Allah. ‘’ Ant olsun biz insanı en güzel biçimde yarattık ‘’ buyurarak insanın en mükemmel varlık olduğunu belirtmiş ve evreni insanın emrine ve faydasına sunduğunu bildirmemiş miydi? Yaratan için bu kadar önemli ve özel olan insanoğlu nasıl oldu da böyle azizken zelil, asilken sefil, cesurken korkak ,oldu! Nelerimizi kaybettik , nelerden vazgeçtik menfaat adına ? Acaba insan denince nasıl hatırlanıyoruz ?
MERHAMET
“İnsanlara merhamet etmeyene Allah‘ta merhamet etmez‘’ sözünü çoktan unuttuk, kendi ellerimizle boğduk merhameti. Çocuklarının parçalanmış bedenlerinin sağa sola uçuştuğunu gören anne babaların çığlıkları akşam yemeğimizi iştahla yememize mani olamadı. Ormanlara atılan mazlum cesetler keyfimizi kaçırmaya yetmedi. Bir türlü indiremedik üzüntüyü kalbe. Merhamet bizden çekileli bizde kalbi acıyan insanlardan çekildik. Büyük işler peşinde koştuk biriktirdik, çoğalttık ama mutlu olamadık. Oysa ne çok yakışırdı merhamet insana.
SADAKAT
Dürüstlük üzerine kurulmuş, samimi, içten dostluklara olan ihtiyacımızı bir kenara bırakıp dünyalığa dair alınacak verilecek dedik tuttuk hesabı. Eşimize , ailemize olan sadakat borcumuzu katmadık çoğu zaman hesaba. Doğruluktan, dürüstlükten gelseydi zarar, der miydi hiç Ziya Paşa ‘’ İnsana sadâkat yakışır görse de ikrah Yardımcısıdır doğruların Hazret-i Allah. ‘’
VEFA
‘’ Vefa nedir bilir misin? Vefa arkanda bıraktığını , giderken yaktığını yabana atmamandır. Vefa; dostluğun asaletine, bir dua sonrası verilen sözlere, hayallere ihanet katmamandır. Vefa; ötelerin sonsuz mükafatı karşısında cehennemi hafife almaman, ulvi güzellikleri dünyaya satmamandır. ‘’ ( Mevlana Celaleddin Rumi )
PAYLAŞMAK
Komşusu açken tok yatan bizden değildir ‘’ diyen bir peygamberimiz vardı bizim. O halde sadece yutkunmakla yetinenleri hatırlayarak mı yutuyoruz lokmalarımızı? Bir tebessüm bile sadakayken neydi paylaşamadığımız?
ALÇAK GÖNÜLLÜLÜK
Alçak gönüllülüğü, kendini aşağılayıcı, küçük görmekle karıştırdık karıştıralı, ruhumuzu kibrin ve gururun pençesinden kurtaramadık.
İFFET:
İffet mi onu hiç sormayın, Yusuf’la birlikte kör kuyuya attık!
HOŞGÖRÜ
Uygarlık demek, bağışlama ve hoşgörü demektir. İlkel toplumlardır ki kan davası güderler. Bağışlamaya, hoşgörüye dayanmayan uygarlık, zorbalığa dayanan uygarlıktır ki, çöker… O, uygarlık değildir. – Mustafa Kemal Atatürk
SEVGİ
Sevgiye dair ne çok söz söylendi, ne çok sevdalar yaşadı insanoğlu içinde. Acaba yüreğimiz yaratılanı sevebilecek kadar geniş mi ?
EMANETE RİAYET ETMEK
Eşlerin, Allah tarafından kendilerine emanet olarak verildiğinin bilincinde olup birbirlerine saygıda ve şefkatte kusur etmeyişini kadın için korkaklık, erkek içinse kılıbıklık saymak, hatta çocuklarımızı Allah’ın bizlere bir emanet kuşu bilip, dini ve milli kültürümüze uygun şekilde yetiştirebilme çabamız, tartıda, mizanda,ticari ilişkilerimizde ki dürüstlük anlayışımız kimilerine göre ucuz kahramanlıklardan öteye gidemedi ne yazık ki!
SAYGI
Yukarıda bahsetmiş olduğum erdemlerden yoksun ya da yavan bir insan kime niçin saygı göstersin ki? Çünkü kişi nefret ettiklerine saygı gösteremez onun adı görünüşte itaattir!
*
Tüm bu düşüncelerden sıyrılıp penceremi açıyorum yeni bir ses yeni bir nefes doluyor içeri. Sonra içimden bir ses; her şey insanlar için her şey umut doğurmak için diyor.
*
Feride Cengiz Kuzgun
Bir önceki yazımız olan 10 Adımda Kuantum Dokunuş başlıklı makalemizde kuantum dokunuş nedir, kuantum enerji ve kuantum nasıl öğrenilir hakkında bilgiler verilmektedir.