Breaking News

Einstein’ın 10 Problem Çözme Stratejisi

dahiler-problem  x
“Eğer dünyayı kurtarmak için bana 1 saat verilseydi, bunun 55 dakikasını problemi tanımlamak, 1 dakikasını da çözümü bulmak için kullanırdım.” diyor Einstein.

 

Bu söz önemli bir noktayı aydınlatıyor: Bir problemi çözmeye başlamadan önce bir adım geri atmalı, problemi ne ölçüde anladığımızı ölçmek için zaman ve çaba harcamalıyız. Bu yaklaşımı geliştirmek ve problemleri çok kısa sürede çözmek için Einstein’ın kullandığı 10 tekniği sizlerle paylaşıyoruz.

Tek Problemimiz, Problemin Ne Olduğunu Bilmemek

Problemin tanımı, problem çözmenin temel noktasını oluşturur. Bu nedenle, problemin tanımına mümkün olduğunca çok dikkat etmek son derece önemlidir. Ancak biz ne yapıyoruz? Bir problemle karşılaşır karşılaşmaz onun ne olduğuna dair fazlalıklardan ve gereksiz ayrıntılardan arınmış rafine bir tanım geliştirmek yerine, hemen çözüm arayışına giriyoruz.

Problem Tanımlama Stratejileri

İşte size bu yazının kaleme alınma amacını açıklayan harika bir haber: Problemi tanımlamak için farklı perspektiflerden ve açılardan bakabilmek, öğrenilebilen ve geliştirilebilen bir beceridir. İşte bunun için 10 strateji:

ilginc-bilgiler

Problemi başka bir şekilde ifade edin: Toyota yöneticisi, çalışanlarından “verimliliği artırmak için” neler yapılabileceğine dair beyin fırtınası yapmalarını istediğinde boş bakışlarla karşılaşmıştı. Daha sonra ifadesini değiştirerek “işi kolaylaştırmak için” neler yapılabileceğini sorduğunda pek çok güzel yanıt aldı.

Kelimeler ifade ettikleri anlam dışında ima yoluyla da pek çok şey çağrıştırırlar; bu nedenle de bir problemi nasıl algıladığımız konusunda önemli rol oynarlar. Yukarıdaki örnekte “verimlilik” sözcüğü sanki şirket adına feragat ettiğimiz şey ya da yaptığımız fedakarlık gibi bir anlam içerebiliyor. Ancak “işi kolaylaştırmak” ifadesi, öncelikle kendi yararımıza olan, sonrasındaysa şirketin de faydalanacağı bir durum olarak algılanıyor çalışanlar tarafından. Sonuç olarak problem aynı; ancak her iki farklı ifadeyle ilişkilendirilen bakış açısı ve hisler oldukça farklı.

Problemin ifade ediliş biçimiyle özgürce oynayın; yani onu farklı kelimelerde ifade etmeye çalışın. Metodik bir yaklaşım olarak, önce tek bir kelime seçin, daha sonra bu kelimenin varyasyonlarını kullanın. Örneğin, sınavlardan “daha yüksek not almak” ifadesi yerine; “keyif alarak ders çalışmak”, “etkili öğrenme metotlarını öğrenmek”, “sınava girerken kaygıyı azaltmak”, “yaptığımız hata sayısını en aza indirmek” gibi ifadeler kullanabiliriz.

faydali-bilgiler

Varsayımlarınızı gözden geçirin ve test edin: Her problem, -ne kadar basit görünürse görünsün- beraberinde birçok varsayımla gelir. Bu varsayımların pek çoğu gerçek dışı olabilir. Bunlardan kurtulmanın ilk yolu, onları açık seçik hale getirmektir. Bir liste oluşturun ve kafanızda problemle ilgili olarak oluşan varsayımların hepsini yazın, özellikle de en açık seçik olan ancak erişilmez görünenleri… Bu, halihazırdaki problemi daha belirgin ve berrak bir hale getirir. Daha sonra bir adım daha ileri gidin ve her bir varsayımın “geçerlilik” derecesini test edin. Hangi açılardan geçerli olmayacaklarını ve sonuçlarının neler olabileceğini gözden geçirin. Sonuç sizi oldukça şaşırtacaktır. Göreceksiniz ki, küçük çaplı bir gözden geçirmeyle bu varsayımların büyük bir kısmı “geçerlilik” testinden sınıfta kalacak.

Örneğin, diyelim ki bir restoran işine gireceksiniz. Varsayımlarınızdan biri şu: “Restoranların bir menüsü olmalıdır.” Bu varsayım ilk bakışta doğru görünse de, doğru olmayabileceğini düşünün ve daha farklı ve sıra dışı bir restoran modeli geliştirmeyi deneyin. Mesela müşterilerin istedikleri yemekleri önceden şefe ilettikleri bir restoran modeli… Neden olmasın?

odevlere-yardimci-bilgiler

Genelleştirin: Her problem, daha büyük bir başka problemin bir parçasıdır. İlk 2 maddeyi uygulayarak, yani sözcüklerle oynayarak ve varsayımlarınızı test ederek probleme bir başka pencereden ya da daha yüksek bir yerden bakma şansı yakalayabilirsiniz.

Eğer kendinizi detaylar zinciri içinde boğulmuş hissediyorsanız ya da probleme dar bir açıdan baktığınızı düşünüyorsanız, daha genel bir açıdan bakmaya çalışın. Yani problemi genelleştirin. Bunun için şöyle sorular sorabilirsiniz: “Bu problem neyin bir parçası? Buna örnek olarak neyi verebilirim? Bunun arkasındaki niyet ne? Bunu daha genel olarak nasıl ifade edebilirim?”

Problemi genelleştirmenin bir diğer yolu da kelimelerin genel anlamlarını kullanmaktır. Örneğin “araba” sözcüğü için kullanabileceğimiz genel sözcük “araç” olabilir.

enterasan-bilgiler

Ayrıntılandırın: Her problem daha büyük bir problemin parçası olduğu gibi, bunun tersi de geçerlidir. Yani her problem daha küçük problemlerden oluşur. Yani bir problemi özelleştirmek, daha spesifik hale getirmek için bu küçük problemleri belirlemek gerekir. Bu yöntem, problem gözünüzü korkuttuğunda yararlı olacaktır.

Bir problemi spesifikleştirmek için şu soruları sorabilirsiniz: “Bu problemi oluşturan problemler neler? Bu problemi örnekleyen bir olay var mı? Bu problem hangi sorunların birikmesinden meydana geldi?”

Bir diğer yöntem de sözcükleri daha ayrıntılı hale getirmektir. Örneğin, “araba” sözcüğü yerine “limuzin”, “karavan” vb. sözcüklerden uygun olanı kullanabilirsiniz.

einstain-problem-cozme

ogrencilere-bilgiler

Çoklu perspektifler geliştirin: Problemin çözümüne geçmeden önce mutlaka onu farklı perspektiflerden ele aldığınıza emin olun. Farklı gözle bakabilmek, size yeni açılımlar ve yeni kavrayışlar kazandıracaktır.

Örneğin bir yöneticiyseniz ve “satışları artırmak” istiyorsanız, bu duruma başka bir açıdan, mesela müşterinin bakış açısından bakın. Böylece müşterilerinizin, ürettiğiniz malların bazı özelliklerinin yenilenmesi halinde daha fazla ödeme yapmaya razı olduklarını görebilirsiniz. Ayrıca rakiplerinizin, çalışanlarınızın, hatta annenizin bu durumu nasıl değerlendireceğini ve ne türde çözümler getireceğini düşünerek de probleme farklı perspektiflerden bakma şansını yakalarsınız.

Fraklı mesleklerden ve uzmanlık alanlarından kişilerin durumu nasıl ele alacaklarını da göz önünde bulundurabilirsiniz. Örneğin bir politikacı, bir üniversite profesörü ya da bir din görevlisi… Söz konusu kişilerin probleme ne açıdan yaklaştıklarını ve bu yaklaşımlardaki benzerlik ve farklılıkları göz önünde bulundurun.

her-konudan-bilgiler

Etkili dil yapıları inşa edin: Problem tanımı için, her probleme uyan standart bir formül olmamakla birlikte, problemi daha iyi tanımamızı sağlayan belirli dil yapıları vardır. İşte bunlardan birkaçı:

  • Alternatif çözümler üretin: Problem tanımı oluşturmak için şu ifade harika bir etki yaratır: “Hangi yolları deneyerek çözüm bulabilirim?” Bunu yerine “Çözüm nedir?” derseniz kendi yolunuzu kendiniz tıkamış olursunuz; çünkü bu şekilde farklı pek çok çözüm yolunu daha baştan yok saymış, kendinizi olası tek bir çözüm yolunu bulmaya endekslemişsinizdir. Siz farkında olmasanız da bilinçaltı düzeyde işinizi zorlaştırmış olursunuz. Ümit ve beklenti hissi, beyninizin çözümler üretme yolunda harekete geçirir.
  • Pozitifleştirin: Negatif cümleler çok daha fazla bilişsel güç gerektirir, sizi yavaşlatır ve düşünce treninizi raydan çıkarır. Pozitif ifadeler ise bir problemin ardındaki gerçek amacı keşfetmenizi ve böylece motivasyonunuzun artmasını sağlar. Örneğin; “sigarayı bırakmak” istiyor ancak bunu başarmakta zorlanıyorsanız, kendinize bunu destekleyen çözümler sunun. Enerjinizi artırmak, daha uzun yaşamak, vücudunuzu zararlı maddelerden arındırmak gibi…
  • Probleminizi bir soru olarak çerçevelendirin: Beynimiz soruları sever. Eğer soru güçlü ve merak uyandıran bir yapıdaysa, beynimiz bu soruya cevap bulmak için her şeyi yapar. Hem de bizim yardımımız olmadan… Biz unutsak ya da farkında olmasak bile beynimiz söz konusu problem hakkında alttan alta çözüm aramayı sürdürür.
  • Eğer hâlâ kendinizi kapanda hissediyorsanız şu formül işe yarayabilir: Obje+niteleyici ifade+aksiyon+sonuç. Örnek ifade: Kitap kapaklarını (obje) daha dikkat çekici olacak şekilde (niteleyici ifade) nasıl dizayn etmeliyim ki (aksiyon) insanlar daha fazla kitap satın alsın (sonuç)?

degisik-ve-ilginc-bilgiler

Daha ilginç hale getirin: Etkili dil yapıları geliştirmenin yanı sıra, sizi heyecanlandıran ve dolayısıyla yaratıcı düşünmeye teşvik eden problem tanımları bulmak önemlidir. Eğer problem çok monoton ya da sıkıcı geliyorsa ona canlılık katmak için zaman ayırın. Onu daha cazibeli bir hale sokun. Böylece beyniniz size minnettar olacak ve çözüm için daha hızlı düşünerek ilerleyen zamanlarda sizi ödüllendirecektir. Örneğin, “satışları artırmak” sıkıcı bir ifadeyken, “müşterileri etkilemek” daha heyecanlandırıcı bir ifadedir. “Kişisel gelişim blogu oluşturmak” yerine, “okurları dolu dolu yaşam konusunda bilinçlendirmek” de aynı şekilde daha pozitif ve canlı bir etki oluşturur.

en-kolay-bilgiler

Problemi tersine çevirin: Eğer kazanmak istiyorsanız, kaybetmenize neden olanın ne olduğunu bulun. Eğer satışları artırmanın yollarını bulmak istiyorsanız, onları düşüren etkenleri bulun. Bundan sonra tüm yapmanız gereken, cevaplarınızı tersine çevirmek. Örneğin, yeteri kadar satış görüşmesi yapmadığınızı fark ettiyseniz, daha fazla satış görüşmesi yapmak alternatif bir çözüm olarak karşınıza çıkacaktır. Probleme tersten baktığımızda, daha önce göremediklerimiz apaçık olarak karşımıza çıkar.

turkiyenin-bilgi-sitesi

 

Gerçekleri bir araya getirin: Problemin nedenleri ve içinde bulunduğu koşulları belirleyin. Detayları bulun. Problem kesin ve net değilse, bu ayrıntılar onu tanımlamanızı kolaylaştıracaktır. Mesela, eğer eşiniz size “Beni hiç dinlemiyorsun” diyorsa, bu durumda çözüm belirsizdir. Ancak ifade, “Sana bir şey söylediğimde benimle hiç göz teması kurmuyorsun” şeklinde olursa çözümün ne olduğu çok açıktır.

Kendinize problemle ilgili sorular sorun. “Problem hakkında bilinmeyen ne? Problemi şemayla ya da bir şekille ifade edebilir miyim? Problemin sınırları ne?” Meraklı olun ve problem hakkındaki gerçekleri bir araya getirin. Burada “İyi tanımlanmış bir problem yarı yarıya çözülmüştür” ifadesine şunu ekleyebiliriz: “İyi tanımlanmış bir problem, artık bir problem değildir.”

hepsi10numara-bilgi-sitesi

Problem tanımı/çözümü arasında denge kurun: Problemi tanımlamaya harcadığınız süreyle onu çözmek için harcadığınız süre arasındaki dengeyi iyi kurmak gerekir. Bu da tecrübeyle olacak bir iştir. Problemi tanımlamaya gayret ettiğinizde bunun bazen çözümü bulmaktan daha zor bir iş olduğunu anlayacaksınız. Ancak sonuçta alacağınız ödül, bu gayrete değecektir.  

einstain-kimdir

*

Lilay Koradan

lilaykoradan@gmail.com

Bir önceki yazımız olan Hayata Dokunan 10 Öykü başlıklı makalemizde en güzel kişisel gelişim sözleri, güzel aşk öyküleri ve meseneviden en güzel öyküler hakkında bilgiler verilmektedir.

Share

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir