Türkiye’nin en çok okunan Kişisel Gelişim – Zekâ & Hafıza Geliştirme – Sınavlara Hazırlık ve Yabancı Dil Öğrenim Dergisi BEYİN GÜCÜ, beyninizi maksimum bir kapasitede kullanmayı ve beyin gücünü artırmanın yollarını göstermeye devam ediyor.
Son derece ilgi çekici ve eğitici konularıyla her zaman dikkat çekmeye devam eden Beyin Gücü Dergisi, avantajlı dergi abonelik sistemi ile dergi dünyası portföyünde yer almaya devam ediyor. Tabi her zamanki gibi bu ay da E-kitap hediyesi ile birlikte…
İşte size Aralık sayısından bazı başlıklar:
1) Öğrenirken şunlara dikkat ediyor musunuz?
Öğrenme ve hatırlama eylemleri çok sayıda çeşitli fonksiyonları içerisinde barındıran bir olaydır. Öğrenilen bilgilerin zihinsel olarak geri çağrılması olayına “hatırlama eylemi” denir. Öğrenme kalitesi ne kadar yüksek olursa, hatırlanma yüzdesi de o kadar fazladır. Öğrenilen bilgilerin gündelik hayatta kullanılma alanları ya da kullanılma yöntemleri, varsa akılda kalma oranları diğer bilgilere oranla daha fazla olur. Çünkü algılama, anımsama ve hatırlama evreleri basamaklar halinde gerçekleşmektedir.
Devamı Beyin Gücü Dergisi’nde…
2) Soru sor, beynin çalışsın!
Beynin temel işlevi düşünmektir. İnsanın beynini kullanması için düşünmek lazımdır. Peki, düşünmek nasıl yapılır?
Hayatımızı sürdürürken, yaşamımız boyunca milyonlarca olayın içinde oluruz. Çoğunlukla olayların yanı başımızdan akış hızına kendimizi kaptırırız. Doğumdan ölüme kadar olan sürede çoğunlukla bize öğretilen bilgiler eşliğinde yaşarız.
Ailemizde öğrendiklerimiz, okullarda öğrendiklerimiz, işte öğrendiklerimiz, arkadaşlarımızdan öğrendiklerimiz ile hayatımız şekillenir. Bize öğretilen milyonlarca bilginin içinde kadim kültürel mirasımızın güzel bilgileri de vardır, uyduruk saçma sapan bilgiler de vardır. Bir atom mühendisi gidip türbelere çaput bağlayabilir. Atomun bilgisine sahip olmak saçma bilgilerin kölesi olunmayacağını anlamına gelmez. Neden? Çünkü düşünme orada istifa ettirilmiştir.
Devamı Beyin Gücü Dergisi’nde…
3) Evrensel Enerji Alanı: Aura
İnsanların vücudunu çevreleyen elektromanyetik alana aura denir. Bu elektromanyetik alanın bir çok önemli fonksiyonu vardır. Evrensel enerjiyi vücudumuza alarak yaşamımızı idame ettirmemizi sağlayan chakralar aurada bulunurlar. Aynı zamanda vücudun çevresini sarmış bir kalkan görevi yapar. Eğer sağlam ve güçlü bir auramız varsa, bize dışarıdan bir hastalığın ya da negatif etkinin gelmesi düşünülemez. Ancak auramız zayıflamış veya yırtılmışsa negatif enerjilere ve hastalıklara çok daha açık hale geliriz. O halde auramızın güçlü ve sağlıklı olması, fiziksel sağlığımız açısından çok önemlidir diyebiliriz. Bunun yanı sıra ruhsal zihinsel ve duygusal sağlığımız açısından da auramızın sağlıklı ve güçlü olması gerekmektedir. Bu hususta fikir birliği vardır.
Devamı Beyin Gücü Dergisi’nde…
4) Yabancı Dil Öğrenmenin En Pratik Taktikleri
Yabancı dil öğrenirken tüm dünyayı sınıfınız gibi kullanabilirsiniz. Biraz istekli, biraz yaratıcı, biraz da keşfetmeye hazır olun, yeter! Başlarda çok kolay olmayacak, buna kendinizi hazırlayın. Ama pes etmek yok. Yeterli ve düzenli tekrar, azim ve kararlılık bu yolda en büyük yardımcınız. Bir de aşağıdaki taktikler…
Dinleme ve Anlama
· Dinleme egzersizi yapın. Bebekler “anne-baba” demeden önce yaklaşık bir sene boyunca yorulmadan, sıkılmadan çevrelerini dinlerler. O halde siz de yabancı bir dil öğrenirken o dilde şarkılar dinleyin, videolar ya da filmler izleyin. Anlamaya çalışmayın. Sadece o dilin seslerine ve fonetiğine alışın, yeter.
· Sınıf egzersizleri yapın. Derste arkadaşlarınızın ve öğretmenin kurduğu cümleleri iyi dinleyin ve basit-zor ayırt etmeksizin bu cümleleri içinizden tekrar edin.
Konuşma
· Sesli okuma yapın. Dil öğrenmede sessiz okuma pek etkili değildir. Metinleri sesli olarak okuyun. Böylece ağız kaslarınız bu dilin seslerine alışır.
· Değiştirin. Kısa ve standart bir cümle belirleyin; daha sonra kelimelerin yerine yeni kelimeler bulun. Özneleri değiştirebilirsiniz mesela: “I am going; You are going…” Nesneleri de değiştirebilirsiniz: “I buy a car; I buy a CD…”
Devamı Beyin Gücü Dergisi’nde…
5) Öz Saygıyı Artırmanın Yolları
Nasıl hissettiğinizi değiştirmenin en etkili yollarından biri sevdiklerinizin ve arkadaşlarınızın size desteğidir. Bu Maslow’un ihtiyaç katmanında aidiyet basamağıdır. Kendinizi iyi hissetmenizi sağlayan kişilerle vakit geçirmek yerinde karardır. Başka şeyler düşünmek, hissettiklerinizi ve ruh halinizi değiştirir. Bu şekilde zihinsel modeliniz değişebilir.
Şu karmaşık dünyada insanoğlunun en zor edindiği şey saygı olsa gerek. Birçok insanın öğrenmeye hazır hale gelmesini engelleyen temel nedenin öz saygıyla ilişkisini anlayabilmek gerekir. Yeni yeni kavramaya başladığımız devasa bir alanda yaşıyoruz. Öz saygı, bu karmaşık dünyada değişken bir kavram gibi şekilleniyor. Bir an çok mutlu oluyorsunuz, öz saygınız yüksek oluyor, sonra bir an kaygı ve stres her şeyi tersine çeviriveriyor ve kendinize saygınızı yitiriyorsunuz.
Devamı Beyin Gücü Dergisi’nde…
6) Kadın ve erkekte “Duygusal Zekâ”
Erkekle kadının evliliğinde, çocukluktaki ‘kökler’ çok etkili olmaktadır. Kadınlar, gerçekten erkeklerden daha duygusaldır. Kadınlar genelde evliliğe “Duygusal Yönetici” rolü için hazırlanmış bir şekilde girer. Erkekler ise bu görevin bir ilişkinin yaşatılmasına olan katkısına çok daha az değer vererek başlar.
Daniel Goleman’ın ‘Duygusal Zekâ’ adlı kitabında açıkladığına göre, ilişkileriyle ilgili hoşnutluk düzeylerini ölçmek için 264 çift üzerinde yapılmış bir araştırmaya göre, aslında kadınlar için (erkekler için değil) en önemli öğe, aralarındaki ‘İyi İletişim’ hissidir.
Devamı Beyin Gücü Dergisi’nde…
7) Başınıza gelen her şeyi, hayatınıza gerçekten siz mi çekiyorsunuz?
Başınıza gelen bir çok şeyin bir kısmını siz kendinize çekiyor olabilirsiniz ama çekmedikleriniz daha çok. Biz buna “Bumerang Yasası”, Evrenin Bumerang Yasası deriz. Sadece yaptıklarınız değil, yapmadıklarınız da başınıza gelenlerin sorumlusudur. Biz buna aynı zaman da “Tahterevalli Paradoksu” da diyebiliriz. Nedir bu? Kendi varlığınızı başkalarının varlığına göre konumlandırdığınızda başınıza gelecek olan da budur zaten.
İçten içe çevrenizdeki bazı insanlar ile kendinizi kıyaslıyor ve kendi başarınızı onlarınki ile tartıyorsanız. Ya da çoğu zaman milyonlarca insanın isteyerek ya da istemeyerek, kıskançlık, haset ya da rekabet duygusu ile başkalarının başarısızlığını istiyorsanız. Bu durumda evreni harekete geçirirsiniz.
Devamı Beyin Gücü Dergisi’nde…
8) Ezoterizm ve Spiritüalizm: Gerçek mi, gazoz ağacı mı ?
Hepimizin hayranı olduğu ya da okumak veya seyretmekten zevk aldığı birçok film ve kitabın doğuş noktasını hiç merak ettiniz mi? Harry Potter ya da yüzüklerin kardeşliği serilerinde sizi kendine hayran bırakan o muhteşem dünyayı yazarlar nasıl bir hayal dünyasında kaleme alır ya da kaynağı nerelerden bulurlar? Tarihe baktığımızda ortaya çıkan binlerce efsanenin kaynağı nedir? Tarihteki onlarca garip tarikat, okült birlikler nasıl ve kimler tarafından kurulmuştur? Elimize geçecek bir büyü kitabı, hayatımızı olağanüstü bir hale getirebilir mi?
Devamı Beyin Gücü Dergisi’nde…
9) Dinamik okuma ile okuma hızınızı ateşleyin
Okurken çabuk sıkılıyorsanız, bunun birçok sebebi vardır. Öncelik sebeplerden birisi, konsantrasyon eksikliğidir. Siz kitabı okurken, bir de bakarısınız ki hangi düşüncelere dalmışsınız, nelere uçmuşsunuz kim bilir… Sınavlara hazırlanırken ya da herhangi bir kitap okurken gözleriniz çabuk yoruluyor, uykunuz geliyor ya da okuduklarınızı unutuyorsanız, bilin ki bu derdin bir ilacı var: Dinamik Okuma
Devamı Beyin Gücü Dergisi’nde…
10) Hedeflerinize ulaşmak için güçlü bir aracınız olsun ister misiniz?
Zihin Haritaları ile öğrenmeyi kolay ve eğlenceli hale getirmek mümkün. Hem de yaratıcılığınızı, araştırıcı yönünüzü geliştirerek. Kişilerin kendilerine özgü bir şekilde oluşturdukları zihin haritaları ile öğrenilen bilgilerin çok daha uzun süre hafızada kalması ile öğrenme oldukça etkin. Başarı daha yüksek. Hedef belirlemek çok daha gerçekçi ve hedeflere ulaşmak da.
Baktığımızda başarının tanımı da anlamı da oldukça farklı herkes için. Çünkü beklentiler ve hedefler farklı. Kimileri için sınavdan geçer not alabilmek, sınıfı geçebilmek başarı iken kimileri lise ya da üniversite giriş sınavlarında dereceye girememeyi başarısızlık olarak tanımlayabilmekte. Aradaki, bu ölçülmesi ve algılanmasında güçlük çekilen çelişkinin temelinde yatan nedir dersiniz? Birçok öğretmen ve anne-babanın ifade ettiği gibi, öğrencinin tembelliği mi, algılama düzeyi mi, derslerine ve başarmaya karşı ilgisizliği mi, yoksa öğretmenlerin ve eğitim sisteminin yetersizliği mi?
Devamı Beyin Gücü Dergisi’nde…
*
Lilay Koradan
lilaykoradan@gmail.com
Bir önceki yazımız olan Süper Beyin Dergisi'nden 10 Konu başlıklı makalemizde kişisel gelişim, kişisel gelişim dergileri ve süper beyin hakkında bilgiler verilmektedir.
Kitap okumak çok büyük bir ayrıcalıktır…