Bugün sonbaharın hüznü ile açtım kapımı hayata. Hep sevmişimdir sonbaharları. Bitişlerin, başlangıçların, kapısının açıldığı, aşkların mevsimi… Nedense hep hüzün hissedilir sonbaharda. Belki de, yazın sıcağından yorulmuştur bedenlerimiz. Kışın üşüyeceği günleri düşünüyordur. Telaşa kapılıyordur böylece, fark etmeden.
Sevdalar kalpten, derinden yaşanır bu mevsimde. Kalp acır çoğu zaman sevmekten. Sevmek, ama öyle bir sevmek ki, nefesi tıkanırcasına… Sevmek, öyle bir sevmek ki, okyanuslarda boğulurcasına…
Sevgiline bakmak, yetmiyordur sana artık. Sarılmak, sıkıca sarılıp uyuklamak istersin sıcacık göğsünde. Mis gibi aşk kokan… Her atışında, senin adını söyleyen, bir kalbin olduğu bedende…
Gecenin sabahı olmasın dersin. Rüyanda bile, sevgilini gördüğün geceler, bitmesin istersin. Uyandığında yanında olmazsa diye hızla atar kalbin aniden. Gecenin zifiri karanlığında, gözünü açınca, kalp atışların aşk şiirine dönüşür, yanındaysa sevgilin. Pencereden sana gülümseyen dolunay, mutlu olmanı söyler. Bilinmez bir sihir katar gecene, ışığıyla yüzünü aydınlatarak.
Hele bir de, sonbahar gecesi, dolunayda, dalgaların sesini dinleyip sevgiline sarılmak var ya. Paha biçilmez bir zenginlik, güzellik. Sevgilerin, aşkların en son noktasıdır sanki o an yaşanan. Yaşanılanları bırakıp, dünyaya dönmek istemezsiniz artık. Ya da unutmamak için o anı, en muhteşem zamanda dünyayı bırakmalı.
Bırakmalı ve sonsuz huzurla, sonsuz aşkla, sonsuzluğa yol almalı bu sonbaharda.
*
Nazime Önder
nazo177@yahoo.com
Bir önceki yazımız olan Mustafa Kutlu Hikayelerinde 10 Başkan Tipi başlıklı makalemizde edebiyat, mustafa kutlu hikayeleri ve mustafa kutlu hikayeleri incelemeleri hakkında bilgiler verilmektedir.