21
2013
Kolon Kanseri Hakkında 10 Bilgi
Görülme sıklığı yaşla birlikte artan kolon kanseri oluşumunda sağlıksız beslenme önemli rol oynuyor. 40 yaş grubunda risk 100 binde 14 iken, 60 yaşın üzerinde bu rakam 10 kat artış gösteriyor.
Ailesinde kanser olmayanlar da risk altında Kolon kanserinin % 15’i ailesel veya genetiktir. Bunlar da daha genç yaşta görülmektedir.
% 85 oranında ise ailesinde olmayanlarda ortaya çıkmaktadır. Bu nedenle ailesinde kolorektal kanser olmayanlar da 50 yaşından sonra 5-10 yılda bir kolonoskopi ile takip altında olmalıdır. Ailesinde kolorektal kanser öyküsü bulunan kişilerin ise 40 yaşından sonra 5-10 yılda bir düzenli olarak kolonoskopi yaptırması çok önemlidir.
Kolon kanserinde en önemli neden polipler
Kolorektal kanserlerin % 85’i kolonda oluşan poliplerden gelişmektedir. Ancak poliplerin bazı tipleri dışında hepsinin kansere neden olduğu söylenemez. Bu nedenle tarama kolonoskopileri ile kolonda polip görüldüğünde, polipektomi yapılarak kanserleşmeden polip aşamasında tanı konulması mümkün olmaktadır.
Kolorektal kanserlerin oluşumunda; aşırı yağlı diyetle beslenme, şişmanlık, sigara ve alkol tüketimi hafif risk faktörleri olarak sıralanırken, fazla miktarda kırmızı et tüketimi, daha önce kalın bağırsakta polip tespit edilerek bu bölgeye müdahale edilmesi ve pelvis bölgesine radyoterapi yapılması da orta risk grubunda değerlendirilmektedir.
İleri yaş, doğum yeri ve coğrafi bölge, bununla ilişkili beslenme alışkanlıkları, kalın bağırsaklarında genetik yaygın poliplerin (familyal polipozis) olması ve uzun yıllar ülseratif koliti olanlarda kolorektal kanser riski yüksektir.
Beslenme alışkanlıklarına dikkat edilmeli
Kolon kanserinin oluşumunda diyetin de çok büyük etkisi vardır. Lifsiz, posa bırakmayan gıdalar özellikle fast food türü beslenme şekilleri, kalsiyumdan fakir gıdalar ve hayvansal proteinlerden özellikle kırmızı etle beslenme, kolon kanserinin oluşmasında önemli nedenlerdir. Kolonda safra asitlerinin miktarındaki artış da kolon kanseri için risklidir.
Bunu nötralize eden gıda ise kalsiyum ihtiva eden sütlü besinlerdir. Bazı vitaminler kolon kanserinde koruyucu rol oynamaktadır. Bunlar; A, C, D ve E vitaminleridir.
Kolon kanserinden korunmak ya da hastalığın vücuda verdiği zararı en aza indirmek için öncelikle bol posalı, kalsiyumlu gıdalarla sağlıklı beslenmek, düzenli tuvalet alışkanlığı kazanmak, yürüyüş gibi egzersizler yapmakla bağırsak hareketleri artırılmalıdır. Riskin arttığı yaşlardan itibaren 5-10 yılda bir kolonoskopi yaptırmak ve yılda bir kez gaitada gizli kan bakılması gerekmektedir.
Erken tanı için dışkılama alışkanlıkları takip edilmeli
Kolorektal kanserin erken tanısı için bazı belirtileri takip etmek çok önemlidir. Dışkılama alışkanlığındaki değişiklikler, kabızlık ve ishal, gaitada incelme kolon kanserinin önemli göstergeleridir. Zaman zaman gaita ile birlikte kan gelmesi ve kansızlık da mutlaka incelenmesi ve ileri tetkik yapılması gereken durumlardır. Kolon kanseri ileri evrede bağırsakta tıkanmalara yol açar.
İlerlemiş kolon kanserlerinde; karında ağrı, şişlik, ele kitle gelmesi, karında sıvı toplanması veya diğer organlara yapışarak aralarında fistül oluşması görülebilir. Kolon kanserlerinin en çok yayıldığı organ ise karaciğerdir. Bu nedenle karaciğerin de düzenli takip altında olması önemlidir.
Öncelikle tedavi cerrahi
Kolon kanserinin tek ve en etkili tedavisi cerrahidir. Cerrahi başarılı bir şekilde yapılır ve kanserli bölge tam olarak etrafındaki lenflerle ile birlikte çıkarıldığında, hastanın yaşam süresi ve kalitesi de yükselir.
Ameliyatta kalın bağırsağın kanserli bölgesi çıkarılır ve kalan bağırsak uçları tekrar birbirlerine dikilerek bağırsağın devamlılığı sağlanır. Son yıllarda bu ameliyatlar laparoskopik yani karın duvarından açılan deliklerden girilerek, kalın bağırsağın kanserli kısmı çıkarılmakta ve bağırsak uçları tekrar birbirine dikilmektedir. Ameliyat sonrası bazı hastalar kemoterapi tedavisi de görmektedir.
*
Kaynak: Kadın ve Kadın
Bir önceki yazımız olan Çocukların Konuşması Hakkında 10 Bilgi başlıklı makalemizde çocuk eğitimi, çocukların konuşma bozukluğu ve konuşmayan çocuk hakkında bilgiler verilmektedir.
Benzer Yazılar
Bir Yorum Yap
Giriş
Kategoriler
- Bilgisayar ve Oyun (35)
- Bilim ve Teknik (42)
- Burç ve Astroloji (7)
- Çocuk Eğitimi (57)
- Din ve İnanç (58)
- Düşünce Fikir (61)
- Edebiyat (92)
- Eğitim ve Öğrenim (42)
- Eğlenceli Bilgiler (81)
- Garip ve Tuhaf (36)
- Genel Bilgiler (114)
- İlginç Bilgiler (58)
- İnternet ve Teknoloji (41)
- İş Dünyası ve Ekonomi (20)
- Kadın ve Erkek (96)
- Kişisel Gelişim (184)
- Kitap Dergi (86)
- Kültür Sanat (23)
- Magazin ve Ünlüler (59)
- Müzik ve Seyahat (27)
- NBA ve Basketbol (4)
- Pet ve Hobi (15)
- Psikoloji ve Sosyoloji (7)
- Sinema ve Tiyatro (10)
- Spor ve Sağlık (59)
- Tarih ve Felsefe (43)
- Tıp ve Sağlık (129)
- Yabancı Dil (8)
- Yemek ve İçmek (17)
En Çok Okunan Yazılar
- Akut Pankreatit'le İlgili 10 Önemli Nokta
- Yüz Botoksu İçin 10 Kolay Egzersiz
- Yoğurt Suyunun 10 Harika Faydası
- 10 Soruda Biyoenerji Nedir?
- Brokolinin Faydaları Hakkında 10 Bilgi
- Huzur ve Mutluluk Kaynağı 10 Taş
- 10 Adımda Parlak, Canlı ve Gergin Yüzler
- Hafızayı Güçlendirmenin 10 Yolu
- Argan Yağının Cilt İçin 10 Faydası
- 10 Soruda Biorezonans Hakkında Herşey
Son Yazılar
- Çocukların En Çok Sevdiği 10 Oyun
- Montessori Eğitiminin 10 İlkesi
- Korona Kaygısı ile Baş Etmenin 10 Yolu
- Milyonluk Eşekler
- İhsan Dede’nin Patatesleri
- Sosyal Medya Tacizleriyle Mücadelenin 10 Yolu
- Kendine İyi Davranabilmenin 10 Yolu
- Beslenme ve Diyetetik Zirvesi
- Sürdürülebilir Bir İlişkinin 10 Yolu
- Seni Seviyorum Demenin Sayısız Yolu Var