Evimin çatı katında mavisi alınmış gökyüzünde, dünyanın merkezine yönelmiş seni düşünüyorum.
Dilim sustu kalbim konuşuyor. Senden uzak bunca yollardan sana nasıl gelebilirim? Sen hiç ölmeyecekmiş gibi dünya için her an ölecekmiş gibi ahiret için çalışın derken, boğazımıza kadar hayata battık , çalıştık, biriktirdik, çoğalttık ama mutlu olamadık ey kutlu elçi.
Doğumuyla güzel ahlakı tamamlayan, ,katran karası yüreklerimize güneş gibi doğan sevgili, mutluluğu sen öğret yine bize… Ahlakın, merhametin, adaletinle yağ yine üzerimize… Yüreğimizde ki veda tepelerinde bekledik seni hoş geldin ey nebi…
Güle Dair
571 yılı Rebiülevvel ayı, beklenen biri vardı Amine’nin evinde . Annelerin en kutlusu sardı sarmaladı yavrusunu öptü kokladı merhametlilerin en merhametlisini.
Sen doğdun Save gölü kurudu, sen doğdun Mecusilerin bin yıllık ateşi söndü ya bizim içimizde büyüttüğümüz bencilliklerimiz, hırslarımız nasıl bir ateşti ki bir türlü sönmüyor ya Rasullallah…
Şanslıyız : Kız çocuklarının diri diri toprağa gömüldüğü bir devirde kızı Hz Fatıma’yla birlikte Medine sokakların da el ele yürüyen bir peygamberimiz vardı bizim. Mescidde namaz kılarken , ağlayan bebek sesi duyup namazı kısa kesen peygamberimiz vardı . Ya Taif’de, ayaklarına kadar kana bulanıncaya denk taşlanıp sonrasında ‘’ Onlar bilmiyorlar Allah’ım belki içlerinden sana iman edecek bir kişi olsun çıkar ‘’ deyip en acımasızlara bile merhametle yaklaşan gül kokulu peygamberimiz vardı bizim…
Kendimize bile anlatamadığımız herşeyden önce anlayamadığımız şu hali ahvalimizi sana nasıl anlatalım mağrifetmiş gibi . Biz kız çocuklarımızı diri diri gömmüyoruz ama onların varlığından utananlarımız çıktı içimizden. Sen kadınları Allah’ın bir emanet kuşu olarak nitelendirirken emanete ihanet edenler çıktı . Kadınlarımız artık devlet korumasında ey nebi ,zalimlere devletin koruması da yetmedi .
Kadın- erkek ilişkilerimizde denk yaratıldığımızı unutup eşitlik naraları attık meydanlarda, sorunu çözmeye yetmedi senin çok eşli evliliklerini tartıştık. Kınayanlar oldu , mantığına sığdıramayanlar oldu , nikahlı eşinden gizli nikah yapanlarınsa işine geldi, hep bunu örnek verdi. Ama bilenlerimizde oldu senin evliliklerinin bedeni bir ihtiyaçtan dolayı olmadığını . Müşriklerin , ‘’sana istediğin kadar para verelim, seni genç kızlarımızla evlendirelim hatta seni başımıza lider seçelim ‘’ tekliflerini geri çevirip evliliklerinin dul hanımlardan oluştuğunu, eşleriniz arasında adaleti sağlayamayacağınız için tek eşli evlilikler yapın dediğinizi duyanlarımızda oldu.
Günahkar da olsak, hatada yapsak, isyan çığlıkları da atsak senden bize bizden sana bir yol var ey nebi. Bizim içinde tıpkı Taiflilere yaptığın dua gibi onlar bilmiyorlar affet der misin?
İlk olarak erkek çocuklarının ölümüyle tattın evlat acısını, çok sevdiğin eşin ve amcanın vefatıyla sarsıldın, ağladın. ‘’ Kalp hüzünlenir göz yaşarır ‘’ diyerek ağlamayı isyankarlık alameti sayanlara , acıyı kalbe indiremeyenlere ne güzel cevap verdin.
Bu Ademoğlu yasak meyveyi yediği günden beri ne acılar çektik ey nebi. Bencillik, riyakarlık ,aç gözlülük mizacımızda vardı şeytan bunu bildi bileli başımız dertten kurtulmadı. Sığmadılar dünyaya ne şehirler bombaladılar, bebeleri ayırdılar annelerinin göğsünden, babaların yüreğinde ki umudu hançerlediler, yarının hayaliyle uyuyan çocukların yarınlarını çaldılar. Yeri geldi günahlarımızı bildik utandık, daraldık . Bir İnşirahtır bekliyoruz başka nasıl katlanılır bunca derde?
Bir taş, içi kurumuş bir ağaç, bir kum tanesi olarakta gelebilecekken dünyaya bizi meleklerden bile üstün yaratan Rabbimize öyle borçlandık ki onun merhametiyle ödenir ancak bu borç , sana öyle salavatlar borçlandık ki yine merhametine sığınarak ,adımızı borçlular hanesinden sildirirmisin ey merhametli ?
Bedir savaşında dua etmiştin Rabbine ‘’ Allah’ım bu bir avuç insanın alırsan canını yeryüzünde sana iman edecek kimse kalmayacak ‘’ diye. Bu duandan hasıl ne evliyalar, enbiyalar geçti bu topraklardan … Kim bilir hangi bağın bülbülü, hangi bahçenin gülü…
Hz Ömer umre için izin istemişti senden… ‘’ Kardeşim duanda bize de yer ver ‘’ diyerek ne çok sevindirmiştin adaletin en güzel örneğini. Bizler Ömer değiliz, Bilal değiliz ama dualarımız hep seninle ey nebi…
‘’ Bu gönül beytullah, bu gönül yüce,
Nice zaman oldu dargındır bize,
Zindan olmuş kelimeler ülkesi can vermez söze,
Ey sevgili,
Adı güzel kendi güzel Muhammed,
Heybesi boş, ruhu sarhoş ümmetini,
Kereminle yeniden kucaklar mısın?
*
Feride Cengiz Kuzgun
Bir önceki yazımız olan Vazgeçişin Adıdır Yusuf başlıklı makalemizde en ünlü peygamberler, kıssa yusuf ve kurandaki peygamberler hakkında bilgiler verilmektedir.