İnsanız ve doğamız gereği zaman zaman kendimizi çok kötü hissederiz. Bazen bu duygudan kurtulmanın yollarını bulamayız,çaresizlik içinde kıvranır dururuz. Bir suçlu ararız” bu durumun sebebi o” demek için. En çok, değer verdiklerimiz yaralar bizi. Düşünür düşünür bir sonuca varamayız. Kendinizi bir harabeye benzetirsiniz yıkılmış, terkedilmiş… Yaşarsınız sadece. Neden yaşadığınızı düşünmeden… Karanlığa gömülmek isteği gelir beraberinde. Kimseye tahammülünüz kalmaz. Aldığınız nefesin ağırlığı altında ezilirsiniz. Gülen insanlar bir anda düşmanınız oluverir. Ve bunun gibi daha birçok şey sıralanabilir. Sayfalarca… Oysa ki kısacık bir nedeni vardır bizi perişan eden duygunun. Sayfalara sığdıramayız verdiği acıyı. Peki bu duygulardan kurtulmak için ne yapmalıyız?
Anne babanız varsa şanlısınız, her birey anne babasının karşısında korunmaya muhtaç bir çocuk gibidir. Onların bir sarılışı dünyanın en iyi ilaçlarına bedeldir.
Sizi kötü hissettiren durumları bir yere yazın. sonra sizin için önemi olup olmadığını sorun ve üzerini çizin. Başınıza gelenlerin sizin hayrınıza olduğunu unutmayın.
Yüzünüzde hep bir gülümseme olsun. Surat asmayın zira negatif olmak hem sizin hem de çevrenizdekilerin enerjisini alır.
Kendinizi geliştirecek işlere yönelebilirsiniz. Böylece insanlara değil bir amaca bağlanmış olursunuz.
Omuzlarınızı dik tutun, dik yürüyün. kendinizi kötü hissettiren duyguların omuzlarınızı çöktürmesine izin vermeyin.
Konuşmak isteyenleri dinleyin yanlış anlamayın. O’nun düşüncelerini okumak gibi kahinlikler yapmayın. Dedikodu yapmayın.
Ruhunuzu coşturan enerji veren müzikleri dinleyin. Şarkı söyleyin. Varsa çocuklarla oyunlar oynayın. Bütün bunları yapmak saçma gelebilir. Hatta sıkıcı gelebilir. Düşüncelerinizin olumsuz yönden kafanızı yormasına izin vermeyin. Düşüncelerinizin efendisi olun.
Resim yapın. Ruhunuzun bütün güzel renklerini yansıtın. Çiçek yetiştirin rengarenk. Renklerinin size yansımasına izin verin. El becerilerinizin farkına varın.
Varsa anneniz babanız onlara sarılın. tıpkı çocukluğunuzda olduğu gibi bırakın sarsınlar çelik zırhtan sevgileriyle bütün benliğinizi. Bırakın dokunsunlar yaralarınıza. Pansumanı sevgiyle olacak.
Bir de dostu olmalı insanın, nasılsın diye sorduğunda, bütün ”kötüyüm”lerin yok olacağı. Bir selamıyla dünyanda çiçekler açtırabilen. Bir amacı olmalı insanın, kişilere takılıp kalmamalı. Yenilikler yapmalı kendinde. Şükretmeli, sahip olduğu her şey için.
*
Ada Yılmazer
ada_yilmazer@windowslive.com
www.hepsi10numara.com
Bir önceki yazımız olan En Karizmatik 10 Kadın Oyuncu başlıklı makalemizde başarılı kadınlar, büyük kadın kahramanlar ve dindar kadınlar hakkında bilgiler verilmektedir.